MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Mahkemece, eksik temyiz harcı ve posta masraflarının yedi gün içinde yatırılması için davalı vekiline muhtıra tebliğ edilmiş, verilen süre içerisinde davalı vekilinin temyiz harç ve masraflarını yatırmadığı gerekçesiyle 10.09.2013 tarihli ek karar ile davalının temyiz hakkından vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.Ne var ki, davalı vekiline gönderilen muhtıra 28.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili de .... Mahkemeler Veznesine 05.07.2013 tarihinde eksik temyiz harcı ve masraflarını yedi gün içinde yatırmıştır. Bu nedenle, davalının kararı süresinde temyiz ettiği anlaşıldığından mahkemenin 10.09.2013 tarihli EK KARARININ ORTADAN KALDIRILMASINA karar verilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.Asıl ve birleşen dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakanları ... ...'dan intikal eden 1991 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ev ve müştemilatı ile 232 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 12 no'lu dükkanı davalının kiraya vermek suretiyle gelir elde ettiğini, taşınmazların semerelerinden davalının tek başına yararlandığını, davalıya müracaatlarının neticesiz kaldığını ileri sürerek dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil istemişlerdir.Davalı, taşınmazların mirasbırakan eşi ...'dan kaldığını, ecrimisilin koşullarının oluşmadığını, zira 1991 sayılı parselin kullanılıp kullanılmadığını, kullanılıyor ise kim tarafından kullanıldığını bilmediğini, bu taşınmazdan hiç bir gelir elde etmediğini, 12 no'lu dükkanın kiraya verilebilmesi için zaruri harcamalar yaptığını ve davacıların davanın açıldığı tarihe kadar bu dükkanın gelirinden sözlü veya yazılı bir talepleri olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davaların kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarafların mirasbırakanı ... ...'ın evli ve çocuksuz olarak 22.10.2002 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davalı eşi ... ile kardeşleri ..., ..., ... ve ...'nin kaldığı, Mirasbırakanın kardeşi ...'ın da 04.04.2010 tarihinde ölümü ile ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın mirasçı olarak kaldıkları, dava konusu 232 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki dükkan vasıflı 12 no'lu bağımsız bölümün ve 1991 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın 305/5490 payının tarafların ortak murisi ... ... adına kayıtlı olduğu, dava konusu taşınmazlarla ilgili hangi mahkemede ve hangi esasda kayıtlı olduğu bilinmeyen ortaklığın giderilmesi davası açıldığı kayden sabittir. Hemen belirtilmelidir ki, tarafların miras bırakanı İlyas'ın ölümünden itibaren dava tarihine kadar davacıların davalıya bir ihtarname keşide etmediği, bir ikazda bulunmadığı gibi, tanık beyanlarına göre de murisin mirasçılarından ve bir kısım davacıların en büyük abisi olup 04.04.2010 tarihinde ölen ...'ın, davacılardan ölene kadar davalıdan kira parasından pay istememelerini istediği gözetildiğinde; davalının uzun süredir devam eden kullanımına, dava açılana kadar ses çıkarmayan davacıların muvafakat ettiği ve muvafakatın dava açılmakla geri alınması nedeniyle davalının haksız işgal tazminatı ile sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır.Hâl böyle olunca, davaların reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü ( 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla) HUMK'nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.