Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13988 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10138 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: ŞABANÖZÜ SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/01/2013NUMARASI: 2011/214-2013/4Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, tetkik hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteklerine ilişkin olup mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 118 ada 77 parsel sayılı taşınmazın kayden davacı adına kayıtlı olduğu, anılan taşınmazda davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, komşu 118 ada 78 parsel sayılı taşınmazın ise davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacı, kayden maliki olduğu 118 ada 77 parsel sayılı taşınmaza komşu parsel maliki davalının duvar yapmak ve ana yola çıkışını engellemek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştırDavalı ise, dava konusu taşınmaza davacının bilgisi dahilinde duvar yaptığını, güneyi uçurum olan taşınmazları desteklemek için duvarın yapılması gerektiğini, davacının ana yola çıkışını ise engellemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmüne göre, malik şey üzerinde hukuk düzeninin sınırları içinde kullanma, yararlanma ve tasarruf yetkisine sahip olup, her türlü haksız elatmanın önlenmesini dava edebilir. Ayrıca, elatma haksız eylem olup, elatma nedeniyle uğradığı zararın da tazminini isteyebilir. Ne varki, mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda hükme yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir.Şöyle ki, davacı taşınmazına davalının duvar yapmak suretiyle fiilen müdahale ettiği belirlenmişse de, davalının savunması üzerinde durulmamış, çekişme konusu taşınmazların nitelikleri belirlenmemiş, taşınmazların çevresinin uçurum olup olmadığı, duvarın yapılmasının gerekli olup olmadığı tespit edilmemiştir.Hal böyle olunca; davalının savunması üzerinde durularak uzman bilirkişiler marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılması, dava konusu taşınmazların mevcut durumunun tespit edilmesi, duvar yapılmasının zorunlu olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması, uygulamayı gösterir, denetime elverişli, infazı mümkün kroki ve rapor alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de, eski hale getirme bedelinin infaz aşamasını ilgilendirdiği göz ardı edilerek eski hale getirme bedelinin de tahsiline karar verilmiş olması da doğru değildir.Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.