Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13938 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10943 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/02/2014NUMARASI : 2013/621-2014/340Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı idare vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Davacı, .. parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanı olan babası S.Ö.’a ait olmasına rağmen, tapu kaydında isim, soyadı, baba adı ve doğum tarihinin yanlış yazıldığını, bu hatanın intikal ve devir işlemlerinde engel teşkil ettiğini ileri sürerek; anılan taşınmazın maliki olan murisinin adının S.. soyadının Ö., baba adının B. doğum tarihinin 01.07.1921 olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde hükmün kapsamının hangi hususları içereceği düzenlenmiş olup, aynı maddenin (c) fıkrasında ''Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerini'' içermesi gerektiği belirtilmiştir. Aynı Yasanın 298/2. maddesinde ise ''Gerekçeli karar, tefhim olunan hüküm sonucuna aykırı olamaz.'' düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan bu düzenleme ile, duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçe arasında farklılık yaratılamayacağı kuralı kabul edilmiştir. Bilindiği üzere, mahkeme kararları gerekçesi ve hüküm fıkrası ile bir bütün olup, gerekçe ile hüküm sonucu arasında açık bir çelişkinin bulunmaması asıldır. Kararların farklı ve çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeler. Somut olayda, mahkemece, “davanın kabulü ile, K. ili M. ilçesi P.Köyü ..Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının malik hanesinde geçen B.oğlu S. K. şeklindeki kaydın iptali ile B.. oğlu S. Ö. olarak tashihi ile bu şekilde tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmiş, ancak gerekçeli kararda “dava konusu taşınmazın davacının murisi M. S. ve M.'ten olma, 01/01/1954 doğumlu, ... TC kimlik numaralı S. C.'e ait olduğu, nizasız ve fasılasız olarak davacı tarafından kullanıldığı, ancak tapuya kayıt işlemler sırasında yanlış işlem yapıldığı ve bu nedenle davacı tarafın mağdur olduğu, mahkememizce davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılmış olmakla'' şeklinde gerekçe yazılarak yukarıda açıklanan ilke ve yasa hükümleri gözardı edilmek suretiyle tefhim olunan hükme aykırı gerekçeli karar yazılması doğru değildir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.