Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13907 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7423 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GEDİZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/12/2013NUMARASI : 2007/129-2013/666Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali, tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece dava ve birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleşen davada davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.12.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat İ...... S......... ile temyiz edilenler vekili Avukat M........ S......... G.......... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ............... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava ve birleşen dava,muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. Davacılar, babaları olan ortak mirasbırakan M.. G..'in bedelinin tamamını kendisi ödeyerek M........ E............. mirasçılarıdan satın aldığı 1693 parsel sayılı taşınmazı ikinci eşi Arife adına kaydettirdiğini; birleştirilen davada ise 80 ada 4 parsel sayılı taşınmazını davalı Arife'den olma çocuğu olan diğer davalı Yakup'a satış suretiyle temlik ettiğini,ancak yapılan işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar,iddiaların yersiz olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davalılar adına tapu kayıtlarının iptali ile tüm mirasçıların miras payları oranında tesciline hükmedilmek suretiyle davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir../..Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; 1947 doğumlu mirasbırakan M.. G..'in 28.03.2007 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak ilk eşi Emine'den olma kızları davacılar Elmas ve Nazlı ile ikinci eşi davalı Saime ve ondan olma çocukları davalı Yakup ile dava dışı Mustafa, Gönül ve Şengül'ün kaldığı, 80 ada 4 parsel sayılı taşınmazını oğlu olan birleşen davada davalı Yakup'a 07.07.2006 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, asıl davada davalı Arife'nin de 1693 parsel sayılı taşınmazı 3. kişi Mehmet Eker mirasçıları Nurettin, Esma, Mustafa, Ömer, Emine, Hanım, İsmail, Mehmet ve Ramazan'dan 24.08.2005 tarihinde satın aldığı kayden sabittir. Hemen belirtilmelidir ki, birleştirilen dava bakımından mirasbırakan tarafından çekişme konusu 80 ada 4 parsel sayılı taşınmazın mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı Yakup'a temlik edildiği saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı Yakup vekilinin, bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir.Reddine.Ne var ki, davacılar, miras payları oranında tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle eldeki birleştirilen davayı açtıkları hâlde, birleştirilen davaya konu taşınmazın davalı Yakup adına tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.Asıl davaki davalı Arife vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Davacılar, mirasbırakanın çekişmeli 1693 parsel sayılı taşınmazı 3. kişiden bedelini ödeyerek satın almasına karşın davalı Arife adına kayıt oluştuğunu belirtip eldeki davayı açmış olup, açıklanan bu iddia elden bağış "gizli bağış" niteliği taşıdığından olayda 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmamaktadır.Ne var ki,asıl davada muris muvazaası nedenine dayalı iptal-tescil isteği yanında tenkis talebin de de bulunulmuştur. Koşulların oluşması halinde yapılan işlemin tenkise tâbi tutulacağı kuşkusuzdur.Hâl böyle olunca, asıl davada tenkis isteği bakımından gerekli araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, muris muvazaası yönünden iptal-tescile hükmedilmesi doğru olmadığı gibi birleşen davada davanın, davacıların miras payları ile sınırlı kalmak üzere kabulüne karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı HMK. nun 26. (1086 sayılı HUMK'nun 74.) maddesi hükmü göz ardı edilerek istek aşılmak suretiyle tüm mirasçılar adına (dava dışı Mustafa, Gönül ve Şengül ile asıl davada davalı Arife'yi de kapsar şekilde) tesciline karar verilmiş olması isabetsizdir.Kabule göre de;asıl davada davacılar, miras payları oranında tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle eldeki davayı açtıkları halde, istek aşılmak suretiyle taşınmazın terekeye döndürülmesi de doğru değildir. Asıl davada davalı ve birleşen davada davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.