MAHKEMESİ : ZONGULDAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/06/2013NUMARASI : 2011/292-2013/179 Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece, tapu kayıtlarının iptaline ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.09.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı O.. K.. ve vekili Avukat M. B. geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı satış akdinin ve tapu kaydının iptali olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece; mirasbırakan H. K.'nın kayden maliki bulunduğu kat mülkiyeti kurulu, .. ada, .. parselde yer alan .. nolu bağımsız bölümdeki ve .. ada, .. parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı O.. K..'ya satış suretiyle pay temlikine ilişkin işlemin ve buna bağlı olarak tapu kayıtlarının iptaline karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak sadece iptal isteğinde bulunulduğu, tescil isteğinde bulunulmadığı, mahkemece de, muris mavazaası hukuksal nedenine dayalı iddianın sabit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile tapu kayıtlarının iptaline karar verildiği görülmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki; açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez.Bu durumda mahkemece iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için olanak tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlamak gerekir. Başka bir anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi,tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği dolu pafta sistemi genel ilkesi ile bağdaşmaz. Davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtay'ın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. Hal böyle olunca, davacıya tescil yönünden de, dava açılması için olanak tanınması, dava açıldığı takdirde eldeki davayla birleştirilmesi, ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esası bakımından inceleme yapılmasına şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 09.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.