Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13840 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9778 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: FOÇA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 13/03/2012NUMARASI: 2010/116-2012/91Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava Foça Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/147 E-2001/239 K. sayılı dosyasında Hazinenin açtığı davada; davalıya usulünce tebligat yapılmadığı ve yöntemine uygun taraf teşkili sağlanmadığı halde 4531 sayılı parselde adına kayıtlı 1 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verildiği tebligat adresi yeterince araştırılmadan, davadan haberdar edilmeden karar verildiği gibi taşınmazın 5663 sayılı Kanunun belirlediği sit alanları dışında kaldığı ve özel mülkiyete konu olabileceği taşınmazın Hazine tarafından satışa çıkarıldığı iddiasına dayalı tapu kaydının iptali ve tescili olmadığı takdirde ise tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteminin kesin hüküm nedeniyle, tazminata ilişkin talebin ise Borçlar Kanununun 60. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmi??tir.Somut olayda ileri sürülen bu iddia, 1086 sayılı Yasanın 445/7. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek bir istek olup, yargılamanın yenilenmesi nedeni olabilir. Bilindiği üzere, gerek 1086 sayılı HUMK'nun 76. maddesi gerekse 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanacak yasa maddelerini tayin etmek görevi hakime aittir.İddia bu doğrultuda yorumlandığında, davanın yargılamanın yenilenmesi olarak görülerek, önceki davada gerçekten yöntemine uygun biçimde taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığının belirlenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri olmayan kesin hükümden söz edilerek davanın reddi doğru değildir.Kabule göre de; Hazinece açılan önceki davanın 25.06.2002 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde, taşınmaz mülkiyetinin yitirildiği tarih itibariyle BK'nun 125. (6098 sayılı TBK'nun 146 md.) maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, 1 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı, bu nedenle tazminat davasının görülebilir olduğu açıktır. Ne var ki davada öncelikle tapu iptal ve tescil istendiğine göre, anılan isteğin reddi halinde tazminat isteğinin değerlendirileceği kuşkusuzdur.Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.