Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1384 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 13881 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: BÜYÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 30/03/2009NUMARASI: 2009/100-2009/359Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 1823 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içersinde kaldığını, taşınmazda davalıya ait ev bulunduğunu ileri sürerek tapu iptali, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuşlardır.Davalı, davaya karşı beyanda bulunmamıştır.Davanın kısmen kabulüne dair karar Dairece “… dava konusu taşınmazla ilgili Hazinenin tarafı olduğu kesin hüküm bulunduğu, bu durumda dayanak kaydın kapsamının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği …” gerekçesiyle bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince hak düşürücü sürenin dolması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.Karar,davacı hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Hükmüne uyulan Daire bozma kararında çekişmeli taşınmazın sicil kaydının tescil ilamı ile oluştuğu ve kapsamının uygulama ile tespit edilerek davacı Hazineyi bağlayıp bağlamayacağının belirlendikten sonra bir karar verilmesi gereğine değinilmiş ve mahkemece 14.3.2009 tarihinde dava sırasında yürürlüğe giren 5841 sayılı yasa hükümleri uyarınca 3402 sayılı yasanın 12/3 md. hükmüne ilave getiren düzenlemeler gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Bu yöne değinen Hazinenin temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Ancak, her dava açıldığı tarihteki kurallara tabidir.Sonradan çıkan yasa ile haklı iken haksız duruma düşen tarafın yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulmasına olanak yoktur.Öyle ise, TMK’nun 719 (eski 645) 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 20. maddesi hükmü gözetilerek tescil ilamına ilişkin haritanın keşfen kapsamının tayin edilmesi, harita kapsamı dışında kalan bir yer varsa Hazinenin davada haklı sayılması gerekeceğinin ve buna bağlı olarakta yargılama giderlerinden sorumlu tutulmayacağı gözetilerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere giderlerden Hazinenin sorumlu tutulması isabetsizdir.Bu yöne değinen Hazinenin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenle HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA, 11.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.