Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13826 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11852 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ: ERZİNCAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 30/04/2013NUMARASI: 2012/429-2013/196Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapu iptali-tescil, aksi halde tazminat isteğine ilişkindir.Davacı, maliki olduğu 582 ada 6 sayılı parselinin cebri ihale yoluyla davalı R.T.'e satıldığını, R.'in de taşınmazı muvazaalı biçimde diğer davalı K.D.'e devrettiğini, icra ve satış işlemlerinin usulsüz ve hileli olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, ihale iptal edilmeden davanın dinlenilemiyeceği belirterek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki; 2004 sayılı İcra Ve İflas Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca icra yargılaması basit yargılama usulüne tabidir. Aynı Kanunun 134. maddesinin ikinci fıkrasında ise, "ihalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere,….. yalnız tetkik merciinden şikayet yoluyla ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir" hükmü öngörülmüştür. Görüldüğü üzere bu hükümler, icra hukuku ile sınırlı olarak basit yargılamayı ve ihalenin hazırlanışı, ifası ve sonuçlandırılması sırasında vuku bulan ve de icra tetkik merciinden şikayet yoluyla istenebilen fesihleri tanımlamaktadır. Bu çerçevede kalan bir soruşturma ve değerlendirmenin mülkiyet hakkının illetini teşkil eden nedenin varlığına ya da yokluğuna delalet edemeyeceği kabul edilmelidir. Türk hukuk sisteminde, tapu kayıtlarının oluşumunda illilik prensibi esastır. İhalenin ayakta bulunması ya da feshi isteğinin reddedilmiş olması keyfiyeti, temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmaz.Eldeki davada, dilekçe içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, çekişme konusu taşınmaz kaydının davalı taraf adına oluşumunun illetten yoksun bulunduğu, bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiasına dayanıldığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.