MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/03/2014NUMARASI : 2012/79-2014/113Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı B.. D.. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ........ raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, el atmanın önlenmesi ve ecri misil isteğine ilişkindir. Davacı, Karşıyaka Dedebaşı Mahallesi 32505 ada 10 parsel sayılı taşınmazı 17.08.2010 tarihinde satın aldığını, ancak konutu kullanan davalılara satın alma yönünde çıkartılan ihtara davalıların satıcı ile kira ilişkileri bulunmadığı yönünden beyanda bulunularak kullanımlarının haksız olduğunu ileri sürerek davalıların dava konusu taşınmaza el atmasının önlenmesini ve ihtar tarihi 01.09.2010 tarihinden 30.01.2012 tarihine kadar ki dönem 6.800,00 TL haksız işgal tazminatı alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı; davalılardan B.. D.. vekili müvekkilinin taşınmazın maliki olması nedeni ile Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/594 esas sayılı dava dosyası ile davacı aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtıklarını savunarak davanın reddini istemiştir. Dosya içeriğinden toplanan delillerden; mahkemece keşfen belirlenen değere ilişkin bilirkişi raporunda, taşınmazın değerinin bina değeri ve arsa değeri üzerinden ayrı ayrı hesaplandığı ve mahkemece sadece bina değeri üzerinden harç ikmali yapıldığı, yargılamanın sonunda yine bina değeri ve ecri misil yönünden harcın tamamlanarak neticeye gidildiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 120 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü işlemin yerine getirilmesi ve dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur. Bilindiği üzere, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış, 30.madde hükmünde de “…muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK’nun 409. (HMK 150.)maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. ./.. Hâl böyle olunca, mahkemece arsa ve bina değeri toplamının üzerinden harç alınıp yargılamaya bu şekilde devam edilmesi ve sonuçlandırılması gerekirken, sadece bina değeri üzerinden harç alınması değinilen ilkeler ve düzenlemelere aykırıdır. Öyleyse yazılı olduğu üzere verilen kararın yasal olduğu söylenemez. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.