Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13798 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 11078 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: GÖLYAKA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/05/2011NUMARASI: 2010/54-2011/98Taraflar arasında görülen davada:Davacı, 268 sayılı parseldeki yarı payını Almanya'ya gidiş vizesi alabilmesi için davalıya bedelsiz olarak devrettiğini, ancak davalının Almanya'ya gidemediği halde taşınmazdaki payını kendisine iade etmediğini ileri sürerek iptal-tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, gayri resmi eşi olan davacının kendi isteğiyle çekişmeli payı devrettiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kanıtlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Getirtilen kayıt ve belgelerden, davaya konu 268 sayılı parselin tamamı davacı adına kayıtlı iken, davacının 26.06.1996 tarihli resmi akitte taşınmazının yarı payını gayriresmi eşi olan davalıya; diğer yarı payını da resmi eşi olan dava dışı Z. K.'e satış yoluyla devrettiği görülmektedir.Davacı; davalının Almanya’ya gidebilmek için vize alabilmesi amacıyla teminat gerektiğinden söz edip kendisinden gayrimenkulünü istediğini, Almanya’ya gittiği taktirde gayrimenkulü tekrar kendisine iade edeceğini söylediğini, davalıya güvenerek 268 sayılı parselde kayıtlı taşınmazının 1/2 payını devrettiğini, ancak davalının Almanya’ya bilinmeyen bir sebeple gidemediğini, taşınmazı da geri vermediğini, işlemin sebepsiz kaldığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Gerçekten de, davada ileri sürülen iddianın içeriği itibariyle, taraflar arasındaki ilişkinin inançlı işlemden kaynaklandığı ve bu ilişkinin 5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı kapsamında yazılı delille kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, dava dilekçesinin deliller kısmında davacının “diğer yasal deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayandığı gözetilerek, yemin deliline başvurup vurmayacağı hususunun kendisine hatırlatılması, başvurması halinde yeminin usulüne uygun biçimde yerine getirilmesinin sağlanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan husus göz ardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 S. HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla) HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.