Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13785 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 12833 - Esas Yıl 2005





MAHKEMESİ : Bağcılar 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/10/2004NUMARASI : 2003/677Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden malik olduğu 785 ada 14 parsel sayılı taşınmazın dava dışı yüklenici ile yaptığı inşaat sözleşmesi uyarınca ½ payını yükleniciye devrettiğini,yüklenicinin sözleşme şartlarını yerine getirmemesi nedeniyle 9.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 1996/718 esas sayılı dava sonunda sözleşmenin feshedildiğini,yükleniciden pay alan davalıların durumu bilen kişiler olduğunu ileri sürüp taşınmazdaki paylarının iptali ile adına tescilini istemiştir.Davalılardan A.ve N.;çekişme konusu paylarını 3. kişiden satın aldıklarını,iyiniyetli olduklarını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Bir kısım davalılar, sözleşmenin feshinin geriye doğru yürümeyeceğini, oturdukları daireye iyiniyetle yaptıkları masrafların hesaplanması gerektiğini bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece,kısa kararda davacıların davasının kabulüne gerekçeli kararda bir kısım davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına,diğer davalılar yönünden davanın kabulüne biçiminde karar verilmiştir.Karar,bir kısım davalılar tarafından süresinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 17.5.2005 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden H. E. ile temyiz edilen vekili A.M. S.geldiler,davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edenler ve vekili avukatlar gelmediler,yokluklarında duruşmaya başlandı,süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen asilin ve vekilin sözlü açıklamaları dinlendi,duruşmanın bittiği bildirildi,iş karara bırakıldı bilahare Tetkik Hakimi . raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Davacı, çekişmeli taşınmazdaki ½ payını dava dışı yüklenici ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye devrettiğini,sözleşme şartlarının yerine getirilmemesi nedeniyle anılan sözleşmenin feshedildiğini ,yükleniciden pay alan davalıların durumu bilen kişiler olduğunu ileri sürüp tapunun iptal ve tescilini istemiştir.Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır. İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek davanın kabulü biçimindeki kısa karara çelişkili olarak,gerekçeli kararda davalılar İ.D.,S. Ü. ve E. D. payları devir olunduğundan bunlar hakkında davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına biçiminde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Hal böyle olunca,hükmün 10.4.1992 tarih 1992/7 esas,1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,26.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.