Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13756 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 8853 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: TUZLA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/04/2012NUMARASI: 2011/776-2012/192Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, özellikle kayden davacıya ait 7515 parsel sayılı taşınmaza elde edilen teknik bilirkişi raporunda A, B, C, D harfleri ile gösterilen bölümlere yapılanmak ve E harfi ile gösterilen bölümü de kullanmak suretiyle elattığı bildirilmiş ve mahkemece de bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Oysa, 18.03.2011 tarihli Tuzla Belediye Başkanlığının dosya içerisinde bulunan 2016/Ç.4715 sayılı yazısında, genel nitelikte tüm kadastral parsellerde kaymaların bulunduğu ve bu sebeple fiili kullanım durumları ile taşınmazların mülkiyeti bakımından hukuki durumlarının tezat teşkil ettiği belirtilerek bu hususun imar uygulaması ile giderilebileceği bildirilmiş olduğuna göre olayda 2859 sayılı Yasa hükümlerinin gözetilmesi gerekeceği, bir başka ifade ile tersimat hatalarının ve kaymaların bulunduğu anlaşılmaktadır.Gerçekten de, tersimat hatasının varlığı saptandığı takdirde taşınmazların geometrik durumları ile mülkiyet durumlarında değişiklik meydana geleceği kuşkusuzdur. Böylesi bir durumda ise tersimattan kaynaklanan hatanın giderilebilmesinin ayrı bir davaya konu edileceği sabittir. Her ne kadar, çap iptale kadar geçerli ve çapa değer vermek gerekli ise de davada yıkım isteği de bulunduğu gözetilerek ileride telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vermemek bakımından öncelikle tersimat hatasının giderilmesi bakımından taraflara (özellikle savunmada bulunan davalıya) dava açmaları ve hatanın giderilmesi konusunda olanak tanınması ve eldeki dava bakımından mesele-i müstehire (bekletici sorun) kabul edilmesi, orada belirlenecek duruma göre eldeki davanın karara bağlanması zorunludur.Hal böyle olunca; yukarıda değinilen hususlar gözetilmek suretiyle bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır. Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.