Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13749 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 12525 - Esas Yıl 2005
MAHKEMESİ : Kartal 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/06/2005NUMARASI : 2003/1051Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 2039 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 12 nolu özel parselini satın aldığını, taşınmazına inşaat yapmak istemesi üzerine davalının taşınmazın kendisine ait olduğundan bahisle 3091 sayılı yasa gereğince men kararı aldırdığını ve muaraza yarattığını ileri sürerek, el atmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, çekişmeli taşınmazda paydaş olup, 12 nolu özel parseli 1971 yılında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuş ve özel parseline el atmanın önlenmesi ile yıkım ve zararının tahsiline karar verilmesi istemiyle karşı dava açmıştır.Asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen karar Dairece”... İdare Mahkemesine açılan dava ile idari mercilerce yapılacak imar uygulamalarının sonucunun beklenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olup, Mahkemece bozmaya uyularak, asıl davanın reddine; karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava ve karşı dava, elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir.Mahkemece,davanın reddine,karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden,toplanan delillerden; çekişme konusu 8 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere iken anılan yerde tarafların paydaş olduğu, dava tarafları dışında da taşınmazın başkaca paydaşlarının da bulunduğu,ancak bu yerde yapılan imar uygulaması sonucunda imar parsellerinin oluştuğu,davacı ve davalının yeni 6 imar parselinde 1/2 ‘şer paydaş kılındıkları anlaşılmaktadır. Söz konusu imar düzenlemesine karşı davalının idari yargı yerinde açtığı davanın sonuçta reddedildiği ve imarla oluşan mülkiyet durumunun korunduğu görülmektedir.İdari yargı kararının kesinleşmesi halinde taraflar arasındaki çekişmenin imarla oluşan mülkiyet durumuna göre çözüme kavuşturulması gerekeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, öncelikle çekişmeli yerle ilgili imar uygulamasının dayanağını teşkil eden encümen kararına karşı idari yargı yerinde açılan davanın kesinleşmesinin belirlenmesi,kesinleştiğinin saptanması halinde yukarıda açıklandığı gibi imar parselindeki mülkiyet durumu esas alınarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,26.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.