Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13699 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16248 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2013/240-2013/676Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi...... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı, kayden paydaşı olduğu 66 parsel sayılı taşınmaza komşu 65 parselden davalının ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve 1.000,00 TL ecrimisilin tahsili isteğiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı, dava konusu taşınmazın paylı mülkiyet üzere olup, dava dışı paydaşların bulunduğunu, 65 parsel sayılı taşınmazı uzun süredir aynı şekilde kullandığını, davacı taşınmazına müdahalesi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalının ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiği, davacı payına isabet eden ecrimisilin tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 66 parsel sayılı taşınmazda davacının ve dava dışı kişilerin elbirliği mülkiyeti ile malik olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı, komşu 65 parsel sayılı taşınmazın ise kayden davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Öte yandan; noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede 3402 sayılı yasanın 22-a maddesi gereğince kadastro yenileme çalışmasının yapıldığı, davalıya ait 65 parselin 301 ada 878 parsel olarak davalı adına 25.12.2014 tarihinde kadastro yenilemesi sonucu tescil edildiği görülmektedir../.. Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının ya da kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra, belirlenen bu durum göz önünde tutularak, hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı, bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.Somut olayda; hükme yeterli, yukarıda açıklanan ilkelere uygun bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Dosya kapsamı ile, çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda kadastro yenilemesi çalışması yapıldığı anlaşılmakta olup, noksanın tamamlanması yoluyla davalının sunduğu kayıttan bu husus sabit ise de, mahkemece çekişmeli taşınmazların son durumunu gösterir ve mülkiyet bilgilerini içeri çap (tapu) kayıtları merciinden istenmediği, öte yandan, davalı ağaçları kendisinin yetiştirdiğini savunduğu halde, taşınmazın “tarla” niteliği dikkate alınarak ecrimisil hesabı yapılması gerekirken portakal ağacından elde edilecek gelire göre ecrimisilin tespit edilerek sonuca gidildiği açıktır.Mahkemece, noksan soruşturma ve hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru değildir.Hâl böyle olunca; öncelikle çekişme konusu taşınmazların kadastro yenilemesi sonucu oluşan ve son durumunu gösteren çap (tapu) kayıtlarının merciinden istenmesi, yukarıda açıklanan ilke ve olgulara uygun olacak şekilde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, mahallinde yeniden içlerinde harita mühendisinin de yer aldığı üç kişiden oluşan teknik bilirkişi heyeti ile keşif yapılması, bilirkişilerden uygulamayı gösterir denetime elverişli infazı mümkün kroki ve rapor alınması, tecavüzün varlığının tespiti halinde taşınmazın tapu kaydında yer alan niteliğine göre usulüne uygun ecrimisil hesabının yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.