MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;-KARAR-Dava, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, kayden maliki olduğu 894 parsel sayılı taşınmazı davalıların haksız kullandıklarını, açtığı dava sonucunda ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/362 esas, 2010/487 karar sayılı kararı ile elatmanın önlenmesine karar verildiğini, müdahale nedeniyle uzun yıllardır taşınmazın bir kısmını kullanamadığını ileri sürerek tecavüze konu alandaki ağaçların yıkımına ve 1.000,00 TL ecrimisilin tahsili isteğiyle eldeki davayı açmış, yargılama sırasında, dava konusu taşınmaza fiilen davalılar ... ve ... müdahale ettiklerini, diğer davalılar hakkındaki davasından feragat ettiğini bildirmiş, 01.11.2013 tarihinde ise ıslah suretiyle, bilirkişi raporu doğrultusunda 5.252,79 TL ecrimisil ile 750,00 TL yıkım bedelinin tahsilini istemiştir.Davalı ..., mirasbırakandan intikal eden taşınmazı rızai taksim doğrultusunda kullandıklarını, müdahalenin varlığının belirlenmesi halinde yeri teslime hazır olduğunu, çekişmeli alanda 20 yaş üzeri narenciye ağaçlarının bulunduğunu, davacının ağaçların bedelini ödemesini ya da kendisinin zemin bedelini ödemesine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalılar, ... ve ... ise, davanın reddini savunmuşlardır. Diğer davalılar, yargılamaya katılmadıkları gibi davaya cevap da vermemişlerdir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalılar ..., ... ve ... ağaç dikmek ve kullanmak suretiyle müdahale ettiklerinin kesinleşen mahkeme kararı ile tespit edildiği, müdahale alanının 1.338,08 m2. olduğu, diğer davalılar ... hakkındaki davadan feragat edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 894 parsel sayılı taşınmazın kayden davacı adına kayıtlı olduğu, davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı, komşu 884 parsel sayılı taşınmazda ise kayden davalıların paylı mülkiyet üzere malik oldukları anlaşılmaktadır.Öte yandan; davacının açtığı dava sonucunda ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.11.2010 tarih, 2010/362 esas, 2010/487 karar sayılı kararı ile, 894 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 3.200 m2.lik kısmını davalılar ... , ... ve ... narenciye bahçesi olarak kullanmak suretiyle işgal ettikleri gerekçesiyle elatmanın önlenmesine karar verildiği, kararın dahili davalıların temyizi üzerine dairece, tek başına dahili davalıların temyiz hakkı olmadığından temyiz isteğinin reddedilmesi sonucunda 17.06.2011 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, yıkım bedeli infaz aşamasını ilgilendiren bir husus olduğundan mahkemece, yıkım bedeline hükmedilmemiş olması doğrudur. Davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalılar ..., ... ve ... temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının ya da kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra, belirlenen bu durum göz önünde tutularak, hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı, bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.Somut olayda; hükme yeterli, yukarıda açıklanan ilkelere uygun bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Dosya kapsamı ile, çekişme konusu taşınmazı davalılar ... , ... ve ... narenciye bahçesi olarak kullanımları nedeniyle 3.200 m2.lik alana elatmanın önlenmesine karar verildiği ve anılan kararın kesinleştiği, mahkemece eldeki dosyada yapılan uygulama sonucu elde edilen bilirkişi raporunda ise, müdahaleye konu alanın 1.338,08 m2. olduğunun tespit edildiği, öte yandan, davalıların ağaçları kendilerinin yetiştirdiğini savundukları halde, taşınmazın “tarla” niteliği dikkate alınarak ecrimisil hesabı yapılması gerekirken portakal ağacından elde edilecek gelire göre ecrimisilin tespit edilerek sonuca gidildiği açıktır.Öyleyse, noksan soruşturma ve hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru değildir. Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgulara uygun olacak şekilde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, mahallinde yeniden içlerinde harita mühendisinin de yer aldığı üç kişiden oluşan teknik bilirkişi heyeti ile keşif yapılması, bilirkişilerden uygulamayı gösterir denetime elverişli infazı mümkün kroki ve rapor alınması, dava konusu taşınmaza haklarında davaya devam edilen hangi davalının ne kadar bölüme müdahalesinin olduğunun ayrı ayrı tespit edilmesi, ağaçlarının miktarının tam olarak belirlenmesi, değerlerinin tespit edilmesi, ondan sonra taşınmazın tapu kaydında yer alan “tarla” niteliğine ve araziden elde edilecek gelire göre usulüne uygun ecrimisil hesabının yapılması, hasıl olacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Temyiz eden davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.