MAHKEMESİ : GİRESUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/05/2012NUMARASI : 2011/638-2012/294Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, 1610 parsel maliki olduğunu, komşu 1622 parsel maliki olan davalının taşınmazlar arasında bulunan sınır kazıklarını sökerek haksız yere taşınmazına müdahale ettiğini, toprak tabanını oyarak iki adet fındak ocağına zarar verdiğini, her an heyelan olmasının muhtemel olduğunu, öte yandan davalıya ait elma ağacının parseline tecavüzlü olduğunu, kesilmesi konusunda uyarıda bulunduğu halde sonuç alamadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, davacının toprak tabanını kazmak ve sınır kazıklarını sökmek biçimindeki iddia kanıtlanamadığından bu yönden davalının davacı taşınmazına bir elatmasının bulunmadığı saptanmak suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince; Mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişilerin; kesilmesi istenen ağacın köy tüzel kişiliğine ait yol üzerinde kaldığını, sözkonusu elma ağacının dal ve köklerinin davacı taşınmazına geçtiğini ve gölge yaparak davacının parselindeki fındık ağaçlarınının güneşlenmesine engel olduğunu, kökleri ile bitki besin maddelerine ortak olduğunu, dal ve kökleri davacı taşınmazına geçmekte ve zarar vermekte olan anılan elma ağacının kesilmesi gerektiğini, zararın başka türlü giderilebilme olanağının bulunmadığını rapor ettikleri, öte yandan; evrak arasına alınan Giresun Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/4928 Soruşturma sayılı dosyasında davalının şüpheli sıfatıyla verdiği 05.12.2011 tarihli ifadesinde anılan elma ağacının kendisine ait olduğunu beyan ettiği görülmektedir.O halde, dal ve kökleri davacının parseline tecavüzlü olduğu saptanan elma ağacı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK' nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.