Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1363 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 987 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KOZAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/07/2009NUMARASI : 2007/238-2009/316Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalılardan H. Y.tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı; paydaşı bulunduğu çaplı taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın işyeri ve mesken olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece paya vaki elatmanın önlenmesine ve buna bağlı olarak ecrimisilin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı H.Y. tarafından temyiz edilmiştirDosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu kargir dükkan ve tarla vasıflı, 2000 m² yüzölçümündeki, paylı mülkiyet üzere olan 569 parsel sayılı taşınmazdaki ¾ payı davacının 08/03/2006 tarihinde, davalılar A. T. ve H.Y.'dan satın alma yoluyla iktisap ettiği, taşınmazdaki ¼ payın da dava dışı T. T.'a ait olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporları ve dinlenen tanık anlatımlarından, özellikle eksiğin tamamlatılması yoluyla getirtilen ihtarnameler ve vekaletnameden; çekişmeli taşınmazda yer alan zemin ve bir normal kat ile bitişiğindeki depodan oluşan muhdesatın davalı A.T. ve diğer davalı şirket tarafından işyeri olarak kullanıldığı,davalı H.'in Konya 1. Noterliğinde düzenlenen 03/03/2006 tarihli vekaletname ile diğer davalı A.'e payının satışı konusunda vekil kıldığı, devamında A. T.'un kendi payı ile birlikte H.'in payını da davacı M. A.'na 08/03/2006 tarihinde temlik ettiği, davacı tarafından davalılardan A. T.ve H. Y.'a Kozan 1. Noterliği aracılığıyla 09/04/2007 tarihli 2609 ve 2610 yevmiyeli iki ayrı ihtarname keşide edildiği, ihtarnamenin 16/04/2007 tarihinde davalı A. T.'a tebliğ edildiği ancak diğer davalı H.Y.'a çıkarılan ihtarnamenin ise köyde ikamet etmediği, açık adresinin bilinmediği şerhi ile bila ikmal iade edildiği, keza keşifte dinlenen tanık anlatımlarından da davalının Adana'da ikamet ettiğinin saptandığı anlaşılmakla, kendisine husumet yöneltilen H.Y.'ın çekişmeli taşınmaza bir elatmasının olmadığı sonucuna varılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, elatma olgusu haksız bir eylem olup, T.M.K.'nun 683. maddesi hükmünden kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarının haksız fiil kimin tarafından gerçekleştirilmiş ise ona karşı açılacağı, başka bir ifade ile husumetin 6100 sayılı HMK'nun 50. maddesi(1086 HUMK.'nun 38. maddesi) hükmü uyarınca eylemi yapan kişiye yöneltilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Başka bir ifadeyle; husumet dava şartlarından olup, davanın görülebilmesi için husumetin doğru hasıma yöneltilmesi zorunludur.O halde; dosya kapsamı ile davalılardan H. Y.ın çekişmeli taşınmaza bir elatması belirlenemediğine göre anılan davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.Öte yandan; davalılardan A.T.ve Şirketin 3. kişi konumunda bulundukları, çekişmeye konu taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan, hukuken korunmaya değer üstün hakları bulunmaksızın işyeri olarak kullanmak suretiyle müdahale ettikleri gözetilerek kayda üstünlük tanınmak suretiyle mutlak elatmanın önlenmesine hükmedilmesi gerekirken paya vaki elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması da isabetsizdir. Davacının ve davalı H. Y.'ın temyiz itirazları açıklanan yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.