MAHKEMESİ: KULU SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/12/2012NUMARASI: 2012/370-2012/445Yanlar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, 344 ada 64 parsel sayılı taşınmaz maliki ile davacının aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan unsurlardan olan doğum bilgisinin ilavesi veya düzeltilmesinin dava yoluyla istenemeyeceği bunun idari görev olduğu, mevzuatın idari mercileri görevli kıldığı bir konuda mahkemenin tespit hükmüde kuramayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.İddianın yukarıda değinilen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibarıyla davanın, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkin olmayıp malik görünen kişi ile davacının aynı kişi olduğunun saptanması amacına yönelik bir dava olduğu açıktır. Her ne kadar kayıt malikinin doğum tarihi tapu kaydında yer alması gereken bilgilerden olmadığından bu konuda düzeltme kararı verilemese de malik olarak görünen kişi ile davacının doğum tarihi ve diğer kimlik bilgileri belirlenmek suretiyle aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır. O halde, araştırma ve incelemenin bu kapsamda yapılması gerektiği kuşkusuzdur. 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2011 tarihinden sonra yapılan talepler tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla husumet yöneltmek gereken bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile tespiti istenen kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmeli, Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; tapu kaydında herhangi bir düzeltme talebinde bulunulmadığı, tapu kaydında malik görünen kişi ile davacının-kendisinin aynı kişi olduğunun saptanmasının istendiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının isteği gözetilerek, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, taşınmazın tapulama tutanağı, dayanağı belgelerin ve tüm tedavüllerinin getirtilerek kayıtta malik gözüken kişi ile davacının ilgisinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, davacının iddiasının ispatlanması halinde tapu kaydındaki malik ile davacının aynı kişi olduğunun tespitine aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı nitelendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.