MAHKEMESİ : DİKİLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/06/2007NUMARASI : 2006/267-2007/109Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakan M.....G.... 10 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını yeğenleri olan davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, murisin ehliyetsiz olduğu gibi yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalılar adına olan kaydın iptali ile muris adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, aktif husumet yokluğu nedeniyle ve esas hakkında davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının tek başına dava açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakanın 10 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalılara satış suretiyle temlik ettiği, akit tarihinde murisin hukuki ehliyetinin bulunmadığı ve yapılan temlikin de muvazaalı olduğu ileri sürülerek muris adına tescil istendiği, davacılar dışında başka mirasçılarında bulunduğu, mahkemece davacının tek başına dava açma sıfatının bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak,davada ehliyetsizlik yanında muvazaa iddiası ileri sürülmek suretiyle terekeye döndürülmesi istendiğine göre, mahkemece davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirildiği söylenemez.Bilindiği gibi; elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur. M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır. M.K.nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, nevarki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir. Somut olayda,elbirliği ( iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların davaya olurlarının alınması yada miras şirketine Türk Medeni Kanununun 640. maddeleri uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 6.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.