Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1360 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 12694 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: ANKARA 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 03/07/2008NUMARASI: 2007/409-2008/277Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 5338 ada 16 parsel B.Blok 13 nolu bağımsız bölümün 1/6 pay maliki iken, davalı kardeşi Metin'i 25.7.2003 tarihinde azletmesine ve bu yönde davalı idareye bildirimde bulunmasına rağmen, M.'in temsile yetkili olmadığı halde kötüniyetli ve danışıklı olarak kayınbiraderi olan davalı A.'e anılan payın "satış" şeklinde temlik ettiğini ve davalı idarece yapılan bu işlem nedeniyle zarar gördüğünü, ileri sürüp; satışın iptali ve tapu kayıtlarının eski hale getirilmesini istemiştir.Davalı idare vekili; tapu sicil müdürlüğü'nün hükmi şahsiyetinin bulunmadığını ve taraf sıfatının olmadığını belirtip, husumet nedeniyle davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.Mahkemece, davanın kabulüne dair karar Dairece “…dava sırasında taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye satıldığı gözetilerek HUMK’nun 186. md. gereğince işlem yapılması gerektiği …” gerekçesiyle bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince yolsuz tescili bilerek satın alan kişinin iyiniyet iddiasında bulunamayacağı gerekçesiyle tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.Karar, davalı M.T.Ü.ve davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine toplanan delillere göre, davalı vekil M.’in davacı tarafından 25.7.2003 tarihinde azledildiği, azil keyfiyetinin kendisine noter aracılığı ile ve Tapu Sicil Müdürlüğüne de müracaat yolu ile bildirildiği, buna rağmen dava konusu taşınmazın 9.1.2004 tarihinde azledilen vekil tarafından davalı kayınbiraderi A.e satış biçiminde temlik edildiği, tanık beyanlarına göre taşınmazın davalı olduğu yönünde uyarılmasına rağmen davalı M.T.’in taşınmazın davalı olduğunu bile bile satın aldığı, bu kişinin de keza iyiniyetli sayılamayacağı gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Davalı M. T.in temyiz itirazları yerinde değildir.ReddineAncak, sonucun oluşumunda davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün de sorumlu olduğu düşünülebilir isede Hazinenin bundan dolayı Türk Medeni Kanununun 1007.maddesi gereğince sorumlu tutulabilmesi için davanın tazminata münhasır olması yada iptal tescil olmadığı takdirde tazminat istenilmiş olması ayrıca ayın isteğinin karşılanmaması durumunda söz konusu olabilir.Oysa olayda dava ayna yönelik olarak açılmış ve mahkemece de istek gözetilerek iptal ve tescile karar verilmiştir.Bu durumda, davacının oluşmuş bir zararından söz edilemez.Hal böyle olunca, davalı Hazine hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davalı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.