Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13578 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10072 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: MANAVGAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/01/2013NUMARASI: 2012/650-2013/9Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, kısa kararda davacı A... Y... yönünden HUMK'nun 409. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, davalı İ.... hakkında açılan davanın reddine karar verildiği halde, gerekçeli kararda davacı A... Y...'ın davası ile davalı İ... aleyhinde açılan dava hakkında verilen kararlar önceden kesinleştiğinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK'nin 297/1-c fıkrasında (1086 sayılı HUMK'un 388/3) hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı Kanunun 2. fıkrasında ise (1086 sayılı HUMK'un 388/son) hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.Yine aynı Kanunun 298/2. fıkrasında; (1086 sayılı HUMK'un 388/son) gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur.Somut olayda; yukarıda değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararda davacı A... Y... yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı İlhan hakkında açılan davanın reddine karar verildiği halde, gerekçeli kararda davacı A...'nin açtığı dava ile davalı İ... aleyhine açılan davada karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması ve bu suretle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.Tarafların temyiz itirazları değinilen yönler itibarıyle yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,bozma sebebine göre sair itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.9.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.