Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13473 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12378 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : KIRIKHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/07/2010NUMARASI : 2010/88-2010/465Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalının inşaat yapmak istediği yerin bir kısmının kendisine ait 1409 sayılı parselde kaldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, herhangi bir tecavüz bulunmadığının keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Getirtilen kayıt ve belgelerden, davacının 1409 sayılı parselin paydaşı olduğu, davalının ise komşu 3291 sayılı parselin maliki bulunduğu, her iki parselin de 37 sayılı ana kadastral parselden değişik tarihlerde yapılan ifrazlar sonucunda oluştuğu görülmektedir.Davacı, davalı taşınmazında başlanan inşaat faaliyetinin kendi taşınmazına taştığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Bilirkişiler, keşif sonrası düzenledikleri rapor ve ek raporları ile krokilerinde, taşınmazların yer aldığı adanın tamamında kaymalar olduğunu, davalı parselinin de davacı parseline toplam 3 m2 kaydığını, ancak bu miktarın tecviz kapsamında kaldığını bildirmişlerdir.Ne var ki, tecviz kapsamında kalsa da, mevcut kaymanın mülkiyet hakkını sınırlayabileceğinin ve davacının Türk Medeni Kanununun 683 vd. maddelerinden kaynaklanan haklarını bertaraf edeceğinin hukuken benimsenmesine olanak yoktur. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.