MAHKEMESİ : GERZE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/03/2014NUMARASI : 2012/262-2014/305Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...................'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakanları “Ramazan Demir”in 430, 451, 548, 551, 552, 559, 577, 570, 615, 626, 633 ve 642 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını dava dışı Z.......... U......'a satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, daha sonra kardeşleri olan davalı N.. D..'in Zi...... U..........'dan taşınmazları tekrar satın aldığını, davalı N.. D..'in, muris R....... D........i adına kayıtlı taşınmaz olması halinde yaşlılık aylığından yararlanamazsın şeklinde yaşlığı ve akıl zayıflığından da yararlanarak iradesini fesada uğratıp dava dışı Z...... U....... isimli şahsa temlik ettirdiğini, murisin gerçek amacının satış olmayıp mirastan mal kaçırmaya yönelik bağışlama olduğunu, taşınmazların satış tarihlerindeki gerçek değerleri ile tapuda gösterilen satış değerleri arasında önemli ölçüde oransızlık bulunduğunu ileri sürerek, davalı N.. D.. adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı Nevzat, temlikin muvazaalı olmadığını, çekişmeli taşınmazları bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; devir işlemlerinin muvazaalı olduğuna dair kanaat uyandıracak bir delil elde edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 451 ve 615 sayılı parseller dışındaki 10 adet taşınmazda davalı Nevzat'ın 1/4 ve 1/8 payının bulunduğu ancak bu taşınmazların murisle ilgisini gösterir kayıtların dosyaya getirtilmediği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. ./..Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706, Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Somut olaya gelince; mahkemece anılan ilkeler doğrultusunda hüküm kurmaya yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Hâl böyle olunca, öncelikle muris Ramazan'ın mirasçılık belgesinin istenmesi, çekişme konusu taşınmazların murisle ilgisini gösterir tedavüllü tapu kayıtlarının getirtilmesi, davacıların iddia ettikleri gibi taşınmazların muris tarafından Zihni'ye satılıp satılmadığının saptanması, muris tarafından Zihni'ye satıldı ise o tarihten itibaren taşınmazların kimin kullanımında olduğunun belirlenmesi, yerinde keşif yapılarak Zihni'ye ve davalı Nevzat'a satış yapıldığı tarihteki gerçek bedellerinin belirlenmesi, tanıklar yeniden çağrılarak yukarıdaki ilkeler uyarınca dinlenmesi, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirildikten sonra murisin gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacıların, temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açılanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.