MAHKEMESİ: OSMANELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 25/01/2012NUMARASI: 2010/41-2012/18Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı Osmaneli Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyeti Başkanlığı ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.02.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat E... K..., Avukat G... P..., ile yine temyiz eden davacı Osmaneli Organize Sanayi Bölgesi vekili Avukat H... H... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı Bilecik Osmaneli Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyet Başkanlığının, 10.11.2003 tarihli kararı ile Bilecik Osmaneli Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yer alan 102 ada 1, 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların, 21.02.2006 tarihli kararı ile de 102 ada 6 parsel sayılı taşınmazın seramik üretim tesisi kurmak amacıyla A.... Seramik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye tahsisinin yapıldığı, Bilecik Valiliği İl Encümeninin 10.07.2006 tarihli kararı ile de, anılan parsellerin OSB Kanununun geçici 6. maddesi uyarınca, A... Toprak Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye devrinin yapılmasına karar verildiği ve Bilecik İl Tüzelkişiliğince çekişme konusu 102 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların 08.08.2006 tarihli akitle davalı A...Toprak Sanayi İnşaat ve Ticaret A.Ş.ye satış suretiyle temlik edildiği, daha sonra Bilecik İl Özel İdaresi İl Encümeninin 14.09.2009 tarihli, 2009/139 karar sayılı kararı ile il encümeninin devre ilişkin 10.07.2006 tarihli kararının yetkisiz karar olması nedeniyle iptal edildiği anlaşılmaktadır.Davacılar, çekişme konusu taşınmazların 15.04.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun geçici 6. maddesi uyarınca Organize Sanayi Bölgesi Tüzelkişiliği adına tahsisi gerekirken Yasanın yanlış yorumlanması nedeniyle davalı şirket adına tescilinin yolsuz olduğunu, ancak Organize Sanayi Bölgesi Kanunu ve Uygulama Yönetmeliğinde belirtilen yükümlülükler yerine getirildiğinde arsa satışının OSB Müteşebbis Heyeti Başkanlığı Yönetim Kurulu tarafından yapılabileceğini, Bilecik İl Özel İdaresince yapılan devrin hukuki ve fiili dayanağının bulunmadığını, taşınmazların tahsisinin yapıldığı şirket ile devrin yapıldığı şirketin farklı olduğunu, Bilecik İl Özel İdaresi İl Encümeninin 14.09.2009 tarihli kararı ile, dava konusu taşınmazların davalıya devrini öngören 10.07.2006 tarihli kararın 3. ve 5. maddelerinin iptaline karar verildiğini, böylece devre ilişkin idari kararın da ortadan kalktığını, davalının katılımcı firma olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Davalı ise, iddiaların doğru olmadığını, davacı Organize Sanayi Bölgesi Tüzel kişiliğince kendilerine arsa tahsisi yapıldığını, tahsis sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri yapılan anlaşma doğrultusunda ifa ettikleri halde, Organize Sanayi Bölgesinin alt yapı çalışmalarını yerine getirmediğini, taşınmazların geri dönüşümü İl Özel İdaresi Tüzel kişiliğine olacağından davacıların dava açma haklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Bilindiği ve Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun arsa satışlarını düzenleyen 15/1. maddesinde belirtildiği üzere “arsa satışları müteşebbis heyetin belirleyeceği prensipler içerisinde yönetim kurulunun yetki ve sorumluluğu ile gerçekleştirilir ve Bakanlığa bilgi verilir” öte yandan aynı yasanın arsa tahsisini düzenleyen 18. maddesi ise, “katılımcılara arsa tahsisi, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelik hükümlerine göre müteşebbis heyet tarafından yapılır. Bakanlık gerekli gördüğü takdirde, OSB‘de yer tahsis edilecek özel ya da tüzel kişilerin temel vasıfları ile iştigal konularını kuruluş protokolünde belirleyebilir. Katılımcılara tahsis veya satışı yapılan arsalar hiçbir şekilde tahsis amacı dışında kullanılamaz. Bu arsalar katılımcılar ve mirasçıları tarafından borcun tamamı ödenmeden ve tesis üretime geçmeden satılamaz, devredilemez ve temlik edilemez. Bu husus tapuya şerh edilir. Arsa tahsis ve satışının şirket statüsündeki katılımcılara yapılması halinde, borcu ödenmeden ve tesis üretime geçmeden arsanın satışını ve spekülatif amaçlı işlemlerle mülkiyet hakkının devrini önlemeye yönelik tedbirleri almakla Bakanlık yetkilidir” hükmünü amirdir.Aynı yasanın Geçici 6. maddesinde ise, “Kanunun yürürlüğe girmesinden önce OSB kurmak amacı ile müteşebbis heyeti meydana getiren kurum ve kuruluşlar adına iktisap edilmiş bulunan tüm arsalar, araziler ve tüm gayrimenkuller ile bilahare bunlar üzerinde müteşebbis heyeti meydana getiren kurum ve kuruluşlar adına inşa edilmiş olan tüm binalar ve ortak tesisler OSB tüzel kişiliği lehine tapuda tashihen tescil edilir. OSB müteşebbis heyetinin uhdesinde bulunan OSB‘ye ait tüm menkul kıymetler ve iştirak hisseleri bedelsiz olarak OSB tüzel kişiliğine devredilir” hükmü yeralmıştır.Somut olayda, yukarıda açıklanan ilke ve olgular gözetildiğinde, mahkemece hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki, çekişme konusu taşınmazların ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde (tapu) kayıtları temin edilmemiş, taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, niteliklerinin ne olduğu belirlenmemiştir.Hemen belirtilmelidir ki, OSB Kanununda ve Uygulama Yönetmeliğinde sözü geçen Organize Sanayi Bölgesinin uhdesinde bulunan parseller ile Organize Sanayi Bölgesine ait parseller kavramının farklı anlamlar ifade ettiği kuşkusuz olup, Organize Sanayi Bölgesinin uhdesinde bulunan parsellerin katılımcılara yatırım amacıyla tahsis ve satışı yapılan sanayi parselleri olduğu, Organize Sanayi Bölgesine ait parsellerin ise, Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan ve sanayi parseli niteliğinde olmayan ortak kullanım alanları, hizmet ve destek alanları gibi işlerde kullanılan taşınmazları ifade ettiği açıktır.Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazların ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde (tapu) kayıtları temin edilmesi, anılan taşınmazların Bilecik İl Özel İdaresine mi, ya da Organize Sanayi Bölgesine mi ait olduğunun açıklığa kavuşturulması, OSB’ye ait ise niteliklerinin ne olduğunun belirlenmesi, OSB yasasının 15. ve 18. ve geçici 6. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davacı Osmaneli Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyeti Başkanlığı ve davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden tarafların vekilleri için 990.00.'ar-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine 26.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.