MAHKEMESİ : ÇAL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/06/2012NUMARASI : 2010/239-2012/215Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 105 ada 88 parsel ve 109 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kayden davacı Hazineye ait olduğu, dava ile kendisine husumet yöneltilen ve yargılama aşamasında ölen D. A.'nin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, bir başka ifadeyle haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın 1 no'lu parsele elattığı saptanmakla beraber, yargılama sırasında D. A.nin öldüğü ve yasal mirasçısı olan eşi B.T.'nın Çal Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/481 E. 2011/618 K. sayılı kararı ile D. A. mirasının reddedildiğinin tespitine karar verildiği ve mahkemece de bu husus hükme esas alınmak suretiyle davanın reddi cihetine gidildiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, elatma olgusu haksız eylem olup somut olayda elatan D.A. dava sırasında öldüğüne göre, davada başkaca istek bulunmadığından elatma yönünden davanın konusuz kalacağı tartışmasızdır.O halde, D.A. K.'a yönelik davada elatma olgusu bakımından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, ret kararı verilmiş olması doğru değildir.Ancak, her dava açıldığı tarihteki koşullara tabidir. Yargılama sırasında davalı D. A. öldüğünden davanın açılmasına sebebiyet verdiği kuşkusuzdur. Öyle ise, sağ olsa idi yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekecek idi. Ne var ki, öldüğüne ve en yakın mirasçısı olan eşi ve çocuğu da mirası reddettiğine göre, mirası reddetmeyen diğer mirasçılarının yargılama giderlerinden halefiyet tarikiyle sorumlu tutulacağında kuşku bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle mirası reddeden mirasçılar dışındaki D. A.K. mirasçılarının saptanması, bu mirasçılara ilişkin mirasçılık belgesi alması bakımından Hazineye olanak tanınması ve bu usulü işlemler gerçekleştirildikten sonra mirasçılarına tebligat yapılması, ondan sonra yargılama giderleri konusunda bir karar verilmesi gerekirken bundan zuhul edilmesi doğru değildir.Davacı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.