MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/05/2013NUMARASI : 2011/329-2013/265Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi ...................... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü; -KARAR-Dava, itirazın iptali isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı, mirasbırakan Mehmet Türün'den intikal eden 7303 ada 8 parsel sayılı taşınmazda bir çok daire ve dükkan bulunduğunu, payına iki dükkan isabet ettiği halde davalının haksız kullanımı nedeniyle taşınmazdan yararlanamadığını, murisin eski kiracısı olan M......... A.........'ün taşınmaza sahip olmak için kardeşlerinin payını satın aldığını, açtığı şufa davası ile anılan payların da adına tesciline karar verildiğini, 25.06.2010 tarihinde ihtar gönderip kiraları kendi hesabına ödemelerini istediği halde davalının dava dışı paydaş M.........A........'ün kiracısı olduğunu ve kiraları ona ödeyeceğini bildirdiğini, bunun üzerine 2010 yılı Temmuz ayı kira bedeli için icra takibi başlattığını, davalının takibe itirazı üzerine Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1929 esas sayılı dosyasında aralarında kira ilişkisi bulunmadığının, davalının işgalci olduğunun, aylık ecrimisil bedelinin ise 1.500,00 TL olduğunun tespit edildiğini, ardından Ağustos 2010 ile Mayıs 2011 dönemi 10 aylık ecrimisil için de Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2011/9388 esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalının yine takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı, istenen aylık kira bedeline göre davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın paydaşı olan Müslüm Akgül'ün kiracısı olduğunu, kira bedellerini kiralayana ödediğini, davacının payına sadece 50 m2. yer isabet ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazı takip tarihine konu dönem bakımından davalının haksız işgal ettiği, davacının murisi Mehmet'den kalan binanın tamamının sahibi olduğu, son bilirkişi raporu ile aylık ecrimisilin 1.500,00 TL olduğunun tespit edildiği, önceki 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1929 esas sayılı dosyadaki rapor ile de uyumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 7303 ada 8 parsel sayılı taşınmazda davacının ve dava dışı bir çok kişinin paydaş olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, taşınmazın beyanlar hanesinde, “ ahşap hane ve dükkanın bir kısmı M......... T.........'e aittir” şerhinin olduğu, muris Mehmet'in 1998 yılında ölümü ile davacının ve dava dışı kişilerin mirasçı olarak kaldıkları, davacının Ankara 28. İcra Müdürlüğü'nün 2011/9386 esas sayılı dosyasında davalı aleyhine Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1929 esas, 2011/1469 karar sayılı kararı doğrultusunda, Ağustos 2010-Mayıs 2011 arası 10 aylık dönem için 15.000,00 TL ecrimisil için takip başlattığı, davalının süresinde takibe itiraz etmesi üzerine, 29.06.2011 tarihinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının davalıya 25.06.2010 tarihinde gönderdiği ihtarname ile taşınmazın maliki olduğunu,./..kiraları kendisine ödemesi gerektiğini bildirdiği, davalının ise 30.06.2010 tarihinde verdiği cevap ile taşınmazı Müslüm Akgül kiracısı olarak kullandığını, ödemeleri M....... A.........'e yaptığını bildirdiği, davacının aynı davalıya karşı 2010 yılı Temmuz ayı kira bedeli bakımından yaptığı icra takibine itiraz üzerine Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.06.2011 tarih, 2010/1929 esas, 2011/1469 karar sayılı kararı ile, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığı, davalının taşınmazı işgal ettiği, davacının ecrimisil talep hakkı olduğu, aylık ecrimisilin 1.500,00 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kesin olarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Somut olayda, mahkemece, yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Dosya kapsamı, yukarıda açıklanan ilke ve olgulara göre, çekişme konusu 7303 ada 8 parsel sayılı taşınmazın “Ahşap ev, ahşap 3 hane ve dükkan hane, kargir hanenin birer kısımları” nitelikli bir yer olduğu, davacının ve dava dışı bir çok kişinin paydaş olduğu, davalının kayda dayalı bir hakkı bulunmamakla birlikte taşınmazı diğer paydaşlardan olan Müslüm Akgül'den kiraladığını, kiracı sıfatıyla taşınmazı kullandığını savunduğu ve 20.05.2007 tarihli kira sözleşmesi ibraz ettiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, mahkemece yapılan uygulamalar sonucu elde edilen bilirkişi raporları ile, çekişmeye konusu edilen yerin Altınay Kundura olarak kullanılan 23/A nolu bölüm olduğu belirlenmiş, ne var ki, bu bölümün davacının murisi Mehmet Türün'den intikal eden tapu kaydındaki şerhe konu bina olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamış olduğu gibi, davalının anılan taşınmazı kullanımının haksız olup olmadığı da kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmiş değildir. Hâl böyle olunca; dava konusu taşınmazda davacı ile dava dışı paydaşlar arasında fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının, her paydaşın kullandığı yer bulunup bulunmadığının, çekişmeli bölümün davacının murisine ait bina (tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilen) olup olmadığının, dolayısıyla davalının taşınmazı kullanmasının haklı ve geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığının tespit edilmesi, davalının işgalci olduğu kanaatine varılırsa usulüne uygun ecrimisil bedelinin belirlenmesi ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.