MAHKEMESİ : FİNİKE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/10/2014NUMARASI : 2011/146-2014/448Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar dahili davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ............... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı, mahcur M.. B..'nın ehliyetsiz olduğu dönemde oğlu davalı İsmail'i vekil tayin ettiğini vekilin vekâlet görevini kötüye kullanarak maliki olduğu 3 ada 14 parsel sayılı taşınmazı diğer davalı Ali Serdar'a satış suretiyle temlik ettiğini, davalıların el ve işbirliği içinde olduklarını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mahcur M.. B.. adına tesciline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır. Davalılar, davacı ile davalı Ali Serdar arasında yapılan protokol doğrultusunda ve davacının isteği ile taşınmazın devrinin yapıldığını, protokol tarihinde davacının fiil ehliyetine haiz olduğunu, davalı Ali Serdar'ın tapu kaydına güvenerek iyi niyetle taşınmazı edindiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın temliki ve vekaletnamenin tanzimi tarihinde davacının fiil ehliyetine haiz olmadığının Adli Tıp raporu ile belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan deliller ile davacı M.. B..'nın çekişme konusu taşınmazın davalı Ali Serdar'a temlikine konu vekaletnamenin tanzimi tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığının Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Anabilimdalı Başkanlığı'ndan alınan rapor ile belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, dosya kapsamı ile mahcur M.. B.. yargılama sırasında 14.10.2011 tarihinde ölmüştür. Öyleyse, mahkemece, Türk Medeni Kanununun 28. maddesi hükmü uyarınca hukuki şahsiyetin ölümle son bulacağı, öte yandan, tapu sicillerinin tutulması ve sicil oluşturulması kamu düzeni ile ilgili olup, hakimin doğru sicil oluşturmakla yükümlü olduğu gözetilerek, M.. B..'nın mirasçıları olan dahili davacılar adına ve miras payları oranında tescile karar verilmesi gerekirken, ölü kişi adına tescil kararı verilmiş olması da doğru değildir.Diğer taraftan, kabule göre de, davacılar, yargılama sırasında keşfen belirlenen dava değeri üzerinden 11.04.2014 ve 24.10.2014 tarihinde toplam 10.713,50 TL harç ikmali yaptıklarına göre yargılama gideri hesabına anılan harcın dahil edilmemiş olması da isabetsizdir. Dahili davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.