Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13379 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8561 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/11/2014NUMARASI : 2013/339-2014/401Taraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne, gaiplik talebinin reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ................... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesine dayalı gaiplik ve tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Davacı, Eğrikapı Derinunda Hacı İlyas Camiinde İmam ve Müezzin olanlara Meşruta Vakfından olan 88 parsel sayılı taşınmazın 2/8 payının Salih kızı Esma, 1/8 payının Mahir oğlu Yusuf ve 1/8 payının da Mahir oğlu Ramazan adına kadastro ile tescil edildiğini, haber alınamayan kayıt maliklerine Defterdarın Kayyım tayin edildiğini, 5737 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca gaiplik kararı verilmek suretiyle tapu iptal ve anılan payların vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davalı, vakfın niteliğinin ve vakfiyesinin araştırılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne, gaiplik talebinin reddine karar verilmiştir.Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için kayıt maliklerinin gaip olup olmadıkları, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği açıktır. Esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir.Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki, kayıt malikleri Salih kızı Esma, Mahir oğlu Yusuf ve Ramazan'ın mirasçısı bulunup bulunmadığı konusunda zabıta ve nüfus kayıt araştırmaları yeterli değildir../..Hâl böyle olunca; öncelikle çekişme konusu 88 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak olan 30.05.1322, 08.09.1319,02.09.1315 ve 04.05.1315 tarihli kayıtların tüm dayanak belgelerinin merciinden temini, bu belgeler ve dayanaklarındaki verilerden yararlanmak ve yine kadastroyla pay edindiği anlaşılan bir kısım paydaşların paylarının 28.06.1966 tarihli işlem ile intikal gördüğü nazara alınarak anılan kayıtların da temini ile çekişme konusu payların malikleri Salih kızı Esma, Mahir oğulları Ramazan ve Yusuf’un nüfus kayıtlarının merciinden temini ile mirasçı bırakmadan ölüp ölmediklerinin tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, bunun mümkün olmaması halinde ise ve talep de bulunduğu gözetilerek adı geçenlerin gaip kişilerden olup olmadığının saptanması ve toplanacak delillerin toplanan deliller ile birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek karar verilmiş olması ve gaiplik talebinin reddi doğru değildir.Tarafların temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.