Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13348 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9465 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : KÜTAHYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/03/2012NUMARASI : 2008/461-2012/44Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil ;tenkis davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil; olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan F...'nın 10.09.2008 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak davacı oğulları Y..., İ... ve davalı kızı E... ile dava dışı kızı G...'ün kaldığı; miras bırakanın, çekişme konusu 2051 ada 15 parsel sayılı taşınmazını 05.07.2005 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı kızı E....'ye temlik ettiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır (B.K.m.511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasa'nın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer(B.K.m.514). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında aslolan, tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır(B.K.m.18). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunu değil de bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur. Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de; sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir. Somut olaya gelince, miras bırakan F., 1917 doğumlu olup; 2005 yılında ölünceye kadar bakım akdi karşılığı temliki yaptığı 2008 yılında öldüğü, davalının bu sürede bakım borcunu yerine getirdiği, kaldı ki, murisin, sağlığında bakılmadığı iddiası ile bir dava açmaması karşısında, davalının bakım borcunu yerine getirdiğinin kabulünün zorunlu olduğu, miras bırakanın, temlik dışı başkaca taşınmazlarının da bulunduğu anlaşılmaktadır.Somut bu bilgilere yukarıdaki ilkeler uyarınca bakıldığında, temlikin muvazaalı olmadığı, gerçek bakım karşılığı yapıldığı sonucuna varılmaktadır. Öte yandan, ölünceye kadar bakma akdi ivazlı akitlerden olup, bu tür yapılan temlikler bakımından tenkis iddiasının dinlenemeyeceği de kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.