Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13325 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10382 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ... ...'nin kayden maliki olduğu çekişme konusu 1531 ada 5 sayılı parsel ile 1532 ada 104 ve 105 parsel sayılı taşınmazların 20.02.2002 tarihli belediye encümen kararına istinaden 26.02.2002 tarihinde yapılan trampa ile davalı ... Belediyesi adına, anılan belediyeye ait olan dava dışı 3059 ada 8 parseleki 119/2400 pay ve 254 ada 124 parseldeki 1639/2000 payın ise murisleri adına tescil edildiğini, ancak davalı belediye tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada takas işleminin usule uygun olmadığından bahisle iptal ve tescile karar verilmesinin istendiğini ve 2006/81 E 2008/10065 K sayılı karar ile takas suretiyle muris ... ... adına tescil edilen payların iptaline karar verildiğini, kendilerinin de anılan karara istinaden öncesinde murisleri adına kayıtlı olup trampa suretiyle davalı beldiye adına tescil edilen dava konusu taşınmazların kendilerine iadesini talep ettiklerini, fakat taleplerine cevap verilmediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescile, olmazsa tazminata karar verilmesini istemişlerdir.Davalı vekili, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin anılan kararında davacıların murisi lehine bir tescil hükmü kurulmadığını, bu nedenle davalı belediyeye bir kusur yüklenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, trampa suretiyle davacıların murisi adına tescil edilen taşınmazların davalı belediye tarafından mahkeme kararı ile geri alındığından eldeki dava konusu taşınmazların davalı belediyeye devrinin hukuki sebebinin ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 10.000 TL değer gösterilerek açıldığı, dava konusu 1531 ada 5 sayılı parselin keşfen belirlenen değerinin 940.680,00 TL, 1532 ada 104 sayılı parselin 918.000,00 TL ve 1532 ada 109 sayılı parselin ise 990.000,00 TL olduğu, yargılama aşamasında davacı tarafça anılan değerler üzerinden harç ikmali yapılmadığı gibi mahkemece hükümde tamamlama yoluna gidilmediği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Kanunun 30.madde hükmünde; " ...muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK.'nun 409.maddesinde (6100 sayılı Yasanın 150. maddesi) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen değerleri üzerinden davacı tarafça tamamlama harcı ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalı tarafın temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.