Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13304 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9737 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/03/2013NUMARASI : 2012/74-2013/272Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, kal (yıkım) ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, el atmanın önlenmesi, kal (yıkım) ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı 6.7.2009 tarihli dilekçe ile; kayden maliki olduğu 7302 ada 2 sayılı parselinin etrafının tel çit ile çevrilip, üzerine iki adet bina ile iki adet müştemilat yapılmak , ayrıca zemine beton dökülerek, vinçler, hurda malzemeler, demir bloklar, demir borular ve benzeri ağır malzemeler konulmak suretiyle davalı şirket tarafından işgal edildiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekli eldeki davayı açmış; birleştirilen 2010/159 esas sayılı davasında ise 06.03.2010 tarihli dilekçe ile, asıl davanın açıldığı 06.07.2009 tarihinden itibaren ilave ecrimisil istemiştir. Daha sonra 26.4.2010 tarihinde ıslah dilekçesi vererek 375.724,82 TL ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karar Dairece; “Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı adına kayıtlı 7302 ada 2 sayılı parselde davalının kayda dayalı bir hakkı olmadığı halde taşınmazı kullandığı, yargılama aşamasında taşınmaz üzerindeki beton zemin dışında muhdesat ve malzemeleri kaldırdığı, davalının dava dışı Yardımcılar Holding ile aktettiğini savunduğu kira sözleşmesinin davacıyı bağlayamayacağı gibi; paydaşlar arasındaki ecrimisil davalarında aranan intifadan men koşulunun somut olayda uygulama yeri bulunmadığı, dava tarihi itibariyle haksız el atma olgusunun gerçekleştiği ve bunun sonucunda ecrimisil sorumluluğunun da doğduğunun açık olduğu, ancak haksız elatmanın başlangıç tarihi açıkça belirlenmediği gibi, çekişmeye konu muhdesatlardan beton zeminin davalı tarafından yapılıp yapılmadığının da tam olarak açıklığa kavuşturulmadığı, bu sebeple davalının haksız kullanımının başladığı tarihin ve taşınmaz zeminindeki betonun ne zaman yapıldığının tarafların tüm delilleri toplanmak suretiyle araştırılması, özellikle zemin betonunun hangi tarihlerde yapılmış olabileceği konusunda uzman bilirkişilerden rapor da alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra fen bilirkişi tarafından düzenlenen 19.03.2010 tarihli krokili raporda A ile işaretlenen bölüm üzerindeki malzemeler kaldırılmakla el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin konusu kalmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığına, B ile işaretlenen kesim üzerindeki beton zeminin kim tarafından ne zaman yapıldığı tespit edilemediğinden bu kesime ilişkin el atma ve yıkım isteklerin reddine, asıl dosyada ecrimisil isteğinin kısmen kabulü ile 110.811,32TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen dosyada ise A ile işaretlenen bölüm yönünden belirlenen 18.667,20TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, B ile işaretlenen bölüm üzerindeki vinç vs araçların .birleşen dava tarihinden önce 28.3.2008 tarihinde kaldırıldığından ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir. Toplanan delillerden ve dosya içeriğinden; 1372 sayılı kadastral parselin 25.2.1998 tarihinde satın alma yoluyla davacı K... H... adına kayıtlı iken 2008 yılında imar uygulamasına tabi tutulduğu ve oluşan 7302 ada 2 sayılı imar parselinin 20.08.2008 tarihinde davacı adına tescil edildiği; “içinde fabrika binası, idare binası, 2 depo ve misafirhanesi olan arsa” vasfındaki komşu 7302 ada 1 sayılı imar parselinin ise, 6313 ada 1 parsel nosu ile 2098/2400 payın 28.03.2006 tarihinde satın alma yoluyla Y... Holding adına paylı kayıtlı iken 2008 yılında yapılan imar uygulamasıyla 7302 ada 1 parsel nosunu aldığı halen Hazine ve Y... Holding adlarına paylı biçimde kayıtlı bulunduğu, davalı şirketin 7302 ada 1 parseli 01.05.2006 tarihinde Y... Holding'ten kiraladığı görülmektedir. Davacı dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın etrafının tel çit ile çevrilmek suretiyle davalı tarafından kullanıldığı iddiasında bulunmuş olup , davalı tarafta 3.3.2010, 28.4.2010 tarihli ve 3.6.2010 ile 28.7.2010 havale tarihli cevap dilekçelerinde 7302 ada 1 parsel sayılı taşınmazı 01.05.2006 tarihinde Y.... Holding'ten kiraladıkları şekliyle üzerindeki bina, beton zemin ve malzemelerle birlikte kullandıklarını , davacının taşınmazına el attıklarını bilmediklerini, iyiniyetli olduklarını belirtmiştir. 1.keşif sonucu düzenlenen 18.01.2010 tarihli krokili raporda A ile işaretlenen bölümün tel örgü ile çevrili olduğu, üzerinde taşkın yapı bulunduğu , B ile işaretlenen kesimin beton zemin ile kaplı olduğu belirtilmiştir. Davalı vekilinin isteği üzerine 19.03.2010 tarihinde yapılan ikinci keşif sonucu fen bilirkişi tarafından düzenlenen 5.4.2010 havale tarihli krokili raporda çekişmeli taşınmaz üzerinde yapı ve tesis olmadığı açıklanmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın A ile işaretlenen bölümü dışında kalan kesimlerinin ilk keşif tarihinden önce veya sonra tel çitle çevrili olup olmadığı, tel çitin kaldırılıp kaldırılmadığı, kaldırılmış ise hangi tarihte kaldırıldığı yönünde inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Her ne kadar çekişmeli taşınmazın hükme dayanak alınan fen bilirkişi raporuna ekli krokide B ve B1 ile işaretlenen bölümleri üzerinde bulunan beton zeminin davalı tarafından yapılıp yapılmadığı kanıtlanamamış ise de tel çitin davalı tarafından çekilmesi veya tel çitle çevrili alanın davalı tarafından kullanıldığının belirlenmesi halinde A ile işaretlenen bölüm dışında kalan yerler yönünden de ecrimisile hükmedileceği kuşkusuzdur.Ne var ki, mahkemece bu yön açıklığa kavuşturulmadığı gibi, B ile işaretlenen bölüm üzerinde bulunan davalı şirkete ait vinç, hurda vb malzemelerin hangi tarihte konulup kaldırıldığı yönündeki davacı tanığı ile davalı tanıklarının beyanları arasında çelişki olduğu halde anılan çelişkiler yöntemince giderilmemiş, hangi sebeple üstün tutulduğu belirtilmeksizin davalı tanıklarının anlatımlarına değer verilerek sonuca gidilmiştir.Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi A... Ö... tarafından düzenlenen rapor ekindeki krokide A ile işaretlenen bölümü dışında kalan kesimlerinin davalının kullanımında bulunup bulunmadığının, tel çitin kim tarafından ne zaman çekilip kaldırıldığının, davalının mahkemeye sunduğu dilekçelerdeki beyanlarda gözetilerek açıklığa kavuşturulması, taraf tanıklarının beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, davalı tarafın el atmayı sonlandırdığı gözetilerek belirlenen duruma göre ecrimisil hesaplattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.9.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.