Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13293 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9268 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: SİLİFKE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 30/03/2012NUMARASI: 2009/283-2012/281Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir,Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 4529 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu ve üzerinde, teknik bilirkişiden elde edilen rapor eki krokide gösterildiği üzere yapı niteliğindeki muhdesatların bulunduğu, davalının taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı halde, söz konusu yapıları davacının muvafakatiyle kullandığı anlaşılmaktadır.Diğer taraftan çekişmeli taşınmazın öncesinde tarafların ortak miras bırakanına ait olduğu, murisin ölümünden sonra çekişmeli taşınmazdaki yapıların davalı tarafından kullanılacağı yönünde tüm mirasçılar arasında 21.07.1976 tarihinde anlaşmaya vardıkları ve 25.07.1979 tarihinde de Türk Medeni Kanununun 676. maddesinde öngörüldüğü şekilde mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu çeki??meli taşınmazın üzerindeki muhdesatlarla birlikte davacıya bırakıldığı ve bu şekilde davacı adına sicil kaydının oluştuğu görülmektedir.Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 684. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki yapılar zeminin mülkiyetine tabidir.Bir başka ifadeyle zeminin maliki aynı zamanda muhdesatında malikidir. O halde; TMK. 683. maddesi gereğince bir şeye malik olan kimse yasalar çerçevesinde kullanma, yararlanma ve tasarruf yetkilerini haiz bulunmasına ve istediği takdirde kendisine ait bulunan davaya konu binayı yıkıp kaldırabileceğine göre, mahkemece yıkım isteğinin red edilmiş olması doğrudur. Bu yöne değinen davacının temyiz itirazları yerinde değildir, Reddi ile hükmün bu bölümünün ONANMASINA;Ancak; davacı Türk Medeni Kanununun 683. maddesinde öngörülen mülkiyet hakkına dayalı olarak eldeki davayı açmıştır. Her ne kadar dava tarihine kadar davacının muvafakatı ile davalı taşınmazı kullanmış ise de, dava açılmakla muvafakat geri alınmıştır. Öyleyse elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken değişik gerekçe ile ve yasal olmayan düşünceyle reddi yönünde karar verilmiş olması isabetsizdir.Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.