Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13283 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10981 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : HAYRABOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/03/2014NUMARASI : 2012/298-2014/62Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .................'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR- Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakanın 43 adet taşınmazdaki paylarını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, davalı aleyhine açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının miras payları oranında kabul edildiğini, murisin ölüm tarihinden itibaren davalının haksız işgalci olduğunu ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, taşınmazların paylı mülkiyete konu olduğunu, 7 adet taşınmazın kendisi tarafından kullanıldığını, diğer taşınmazların ise üçüncü kişilerin tasarrufunda olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren davalının haksız işgalci olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan İbrahim'in çekişme konusu 43 adet taşınmazdaki 200/960 ar payını 9.5.1997 tarihli resmi akit ile davalıya satış suretiyle temlik ettiği, murisin 20.01.2009 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak çocukları tarafların kaldığı, davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açtıkları tapu iptal ve tescil davası sonucu Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/149 esas – 2010/133 karar sayılı kararı ile davacıların miras payları oranında davanın kabul edildiği ve derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Öte yandan; davalının ileri sürdüğü savunmalar karşısında 6100 Sayılı HMK'nın 259. maddesi uyarınca tanıkların tamamının taşınmaz başında dinlenerek davalının çekişme konusu hangi taşınmazların hangi bölümlerini kullandığının belirlenmesi gerekeceğide kuşkusuzdur.Nevar ki; mahkemece keşif yapılmamış, dosya üzerinden inceleme yapılmak suretiyle hazırlanan bilirkişi raporu ile yetinilmiş ve hükme yeterli bir araştırma yapılmadan sonuca gidilmiştir..../....Hâl böyle olunca; mahkemece, alanında uzman bilirkişi heyeti oluşturularak taşınmazların yerinde keşif yapılması, bu konuda tüm taraf delillerinin toplanarak tanıklarında keşif mahallinde dinlenilmesi, davalının hangi taşınmazları ve bölümlerini kullandığının denetime olanak verecek şekilde saptanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.