MAHKEMESİ : DÜZCE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2012/365-2013/252Taraflar arasında görülen terekenin tesbiti, kayyım tayini, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın görev yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ............. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, terekenin tespiti, terekeye iade, kayyım tayini ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.Davacı, mirasbırakanın ölümünden sonra intikal işlemlerin yapılması için davalı Seyfettin'i vekil tayin ettiklerini, ancak vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak mirasbırakandan kalan şirketlerin, ...................... plakalı otomobil ile 309 ve 441 parsel sayılı taşınmazların mirasçılara intikalinden sonra paylarının davalılara temlik edildiğini, murise ait nakit paraların zimmetlerine geçirdiklerini, davalıların engel olması nedeniyle murisin terekesi hakkında bilgi alamadıklarını ileri sürerek, murisin terekesinin tespiti, terekenin yönetimi için kayyım tayini, şirket paylarının ve taşınmazların mirasçıların payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, zamanaşımı ve görev itirazında bulunarak usul ve esas yönünden davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 589 ve devamı maddeleri gereğince terekenin tespiti, korunması ve yönetilmesine ilişkin tedbir işlemlerinde Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan A........ N.....i K.........u'nun 14.8.1998 tarihinde öldüğü, davacı ve davalılardan Orhan, Kamuran ile birlikte dava dışı mirasçıların kaldığı, 28.8.1998 tarihinde noterde düzenlenen vekâletname ile davacının davalı Seyfettin'i vekil tayin ettiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; görev, kamu düzeni ile ilgili olup, davanın her aşamasında mahkemece res'en gözetilmesi gerekli bir usul kuralıdır. Nitekim; mahkemece, terekenin tespiti, korunması ve yönetilmesi isteklerine ilişkin davada Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.Ancak; eldeki davada görevsizlik kararı verilen isteklerin yanında ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 506. maddesinde düzenlenen vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıda bulunmaktadır. Mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan bu tür davanın 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekeceği kuşkusuzdur../..O hâlde; mahkemece, öncelikle hangi temlikler yönünden vekâlet görevinin kötüye kullanıldığının davacıya açıklattırılarak bu istekler bakımından tefrik kararı verilip ayrı bir esasa kaydının yapılması ve o esas üzerinden yargılamaya devam edilmesi; diğer isteklerden terekenin tespiti, korunması ve yönetilmesine ilişkin tedbir işlemleri bakımından ise görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekeçeler ile davanın tümü üzerinden yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.