Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13223 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11863 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: ÖDEMİŞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 02/03/2012NUMARASI: 2011/437-2012/100Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise feragat nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davacı N... ile davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedilerek Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkmece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı E...'un kayden maliki olduğu 55 parselde yer alan 2 numaralı bağımsız bölümü davalının hiçbir hakka dayanmaksızın kullandığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve 1.000 TL ecrimisil isteğiyle eldeki davayı açtığı, bu miktar üzerinden davayı harçlandırdığı, elatmanın önlenmesi isteği bakımından ise değer bildirilmediği ve harç yatırılmadığı bu yönden usulünce açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, 492 sayılı Harçlar Yasasının 16. maddesi hükmü ile 04.03.1953 gün ve 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca el atmanın önlenmesi isteği yanında ecrimisil istenildiği taktirde dava değerinin el atılan taşınmazın zemin değeri ile istenilen ecrimisil değerinin ve varsa başka parasal isteklerin toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur.Bu nedenle mahkemece sadece ecrimisil bedeli esas alınmak suretiyle karar ve ilam harcı alınması, el atmanın önlenmesi yönünden nisbi harç alınmaksızın davanın ikamesi ve yürütülmesi yasal olarak olanaklı değildir.Hal böyle olunca, taraflara sorulmak veya keşfen saptanmak suretiyle taşınmazın değerinin tespiti, yukarıda belirtildiği şekilde dava değeri belirlendikten sonra bu değer üzerinden karar ve ilam harcının alınması, gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın harçsız görülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Öte yandan; yargılama devam ederken 04.11.2011 tarihinde taşınmazın Davacı E... tarafından N...'a devredildiği ve davanın N... tarafından sürdürüldüğü,dolayısıyla HMK'nın 125/2 maddesinin yerine getirildiği, ne var ki N...'ın adının karar başlığında yer almadığı görülmektedir.Bilindiği ve 6100 sayılı HMK'nın 297 maddesinin 1/b bendinde düzenlendiği üzere hükümde ”tarafların veya davaya katılanların kimlikleri ileTürkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin” yer alması zorunludur. Kararın bu haliyle infaz edilebilme kabiliyeti yoktur.Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.