Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13206 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14814 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: BOĞAZLIYAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/06/2012NUMARASI: 2011/220-2012/295Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalılardan F... K... ve B... D... vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.9.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat O... F... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edenler vekili Avukat gelmedi yokluğundan duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava; hile hukuksal nedenine dayalı tapu ve araç sicil kaydının iptali ile tescil isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairemizce, "ilk el konumundaki davalılar yönünden hile olgusunun ispatlandığı, davacıların yanıltıldığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi, 2.el konumundaki davalı yönünden iyiniyet hususunda hükme yeterli bir araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların kayden maliki oldukları 17 parça taşınmazın ve bir adet traktör kaydının ilk el durumundaki davalılar B.... D... ve F... K...'a devir işlemleri sırasında davalılar tarafından yanıltıldıkları sabit olup bu davalılar üzerinde kalan 15 adet taşınmaz ve bir adet traktör kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılardan F... ve B...'ın temyiz itirazları bu sebeple yerinde değildir, Reddine. Davacıların temyiz itirazlarına gelince; çekişme konusu taşınmazlardan 212 ada 42 parsel sayılı taşınmazın tamamı davalı Fethi, 212 ada 36 parsel sayılı taşınmazın 92/7232 payı ise davalı B... tarafından 4.4.2008 tarihinde aynı akitle davalı H... Ş...'e satılmıştır. Dairemizin bozma kararında H... Ş...'in iyiniyetinin araştırılması hususuna da değinilmiştir.Dosya içerisindeki tüm deliller, özellikle dava konusu taşınmazların Boğazlıyan ilçesinde olduğu halde davalı H...'nın Develi ilçesinde ikamet etiği ve taşınmazların bulunduğu ilçe ile herhangi bir alakasının olmadığı, davacıların şikayeti üzerine davalılar M..., B... ve ve F... aleyhine tefecilik suçlaması ile Asliye Ceza Mahkemesinde açılan dosya içeriği, davacı N... Y... tarafından davalı M... D... aleyhine 15.8.2009 tarihli tehdit olayı ile ilgili olarak Sulh Ceza Mahkemesindeki dosya içeriği ve yine davacı M...Y... tarafından davalılar M... D..., B... D... ve F... K... hakkındaki şikayet üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sırasında tutulan 11.9.2009 tarihli polis tutanağına ve eldeki dosyada dinlenen tanıklar A... G..., Ş... E... ve M... K...'un beyanlarına göre; 36 ve 42 parsel sayılı taşınmazların davalı H...'ya intikalinden sonra da davalılar M... ve B...'ın taşınmazları sahiplendikleri ve tasarruf ettikleri, yeni kira sözleşmesi yapılması ve kira bedellerinin tespiti için kiracılarla konuştukları, kiracılara "evlerin kendilerine ait olduğunu söyledikleri", davalı H...'nın tanık A...'e " evleri dolaylı yollardan aldık, karıştırma orasını" şeklinde beyanda bulunması, ve evlerin boşaltılması karşılığında bu tanığa bedelsiz evlerden birisini vermeyi teklif etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yine 11.9.2009 tarihli polis tutanağına göre H... Ş...'in de Kahramanmaraş iline gitmek için diğer davalılarla birlikte seyahat ettiğinin telefonda davalı B... tarafından ifade edilmesi gibi olaylar ve olgular birlikte değerlendirildiğinde; ikinci el konumundaki davalı H... Ş...'in de durumu bilen kişi konumunda olup, ediniminde iyiniyetli olmadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 1023.maddesi gereğince, sicilin aleniliği ve güvenilirliği ilkesi gereği, taşınmazı sicilden edinen iyiniyetli kişi konumunda bulunmadığından TMK'nın 1023.maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır.Hal böyle olunca; çekişmeli 212 ada 36 ve 42 parseller bakımından da davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek anılan parseller bakımından davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacılar vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenlerden alınmasına, 24.9.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.