Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13205 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14532 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/05/2012NUMARASI : 2005/346-2012/256Yanlar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, yıkım, ecrimisil ve elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, dahili davalı N... adına olan tapunun iptali ile davacı M... adına tesciline, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil davasının kısmen kabulüne, barakanın yıkımı isteğinin ise reddine ilişkin olarak verilen karar davalı S... D..., dahili davalı-davacı N... Ç... ve birleşen dosyanın davalısı A... S... vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.09.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat B... A... ile diğer temyiz eden davacı A... S... vekili Avukat H... K..., temyiz edilen dahili davalı İ... E... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen miras şirketi temsilcisi R... P... gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Asıl dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava ise çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, muris muvazaası olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle dahili davalı N... adına olan tapunun iptali ile davacı M... adına tesciline, tapu kayıtlarının iptal edilinceye kadar geçerli olduğu gerekçesiyle kayıt maliki N...'ın A...'ya karşı açtığı elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil davasının kısmen kabulüne, barakanın yıkımı isteğinin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 6331 ada 5 parsel (imar uygulaması ile 1291 parsel) sayılı üzerinde üç katlı ev, dükkan ve garaj bulunan tapuda arsa vasıflı taşınmazın davacı Mithat Polat adına kayıtlı iken 13.9.1999 tarihli akitle asıl dosyanın davalısı S... D...'a satış yoluyla temlik edildiği, 7.4.2005 tarihinde davacının kızı A... S...'nun değişik iş dosyasında taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istediği, bu sırada taşınmazın 12.4.2005 tarihinde davalı S... tarafından asıl dosyanın dahili davalısı ve birleşen dosyanın davacısı N... Ç...'a devredildiği, değişik iş dosyasında ise 14.4.2005 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, davacı M...'ın vasisi sıfatıyla kızı A...'nın 25.4.2005 tarihinde babası M...'ın hukuki ehliyetinin olmadığı ve mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak işlem yaptığı iddiasıyla eldeki iptal-tescil davasını açtığı, daha sonra N.... tarafından açılan elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekli davanın bu dava ile birleştirildiği görülmektedir.Dava konusu taşınmazın M... P... tarafından 13.9.1999 tarihinde asıl davada davalı S... D...'a, 12.4.2005 tarihinde S... D... tarafından asıl davada dahili davalı ve birleşen davanın davacısı N... Ç...'a temlik edilmesine, çap kaydının hâlen N.... Ç... adına bulunmasına, çapın iptale kadar geçerli olmasına göre, mahkemece kayda üstünlük tanınarak birleşen dosyada davalı A... S... aleyhine el atmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan, mahkemece ihtarnamenin tebliğ tarihinden birleşen davayı açtığı tarihe kadar N... lehine ecrimisile hükmedilmesi de doğrudur. Asıl davada davacı, birleşen davada davalı A... S...'nun tüm, asıl davada dahili davalı, birleşen davada davacı N... Ç...'ın bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile birleşen davada verilen hükmün ONANMASINA,Asıl davada davalı S... D... ile dahili davalı, birleşen davada davacı N... Ç...'ın diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava tarihi itibariyle M... P... sağ olup, onun vasisi sıfatıyla A... S... tarafından asıl dava açılmış ise de, A... S...'nun 25.4.2005 tarihinde açtığı Tuzla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/188 E. 2005/309 K sayılı vesayet davasında, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 3.5.2005 tarihli raporu esas alınarak M... P...'ın vesayet altına alınmasını gerektirecek bir akıl hastalığı bulunmadığının bildirildiği gerekçesiyle, vesayet davasının reddine karar verilmiştir. Bu durumda, vasi sıfatı bulunmayan A... tarafından dava açılmış ise de, HMK'nin 52. maddesine göre davacının kanuni temsil yetkisi bulunmadığından dinlenebilme olanağı yoktur. Öte yandan, her davanın açıldığı tarihteki koşullara tabi bulunduğu gözetildiğinde, M... P...'ın yargılama sürerken ölmüş olmasının da sonuca bir etkisi yoktur. Kaldı ki, sonradan atanan ve dava takip yetkisi kendisine geçen tereke temsilcisi de davayı usulünce takip etmemiştir.Yukarıda özetlenen olgular değerlendirildiğinde; davacı A...'nın temlik yapan babasına vasi atanmadığı ve onun adına dava açma hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Anılan kişi vefat ettiğine göre, ehliyetsizlik hukuksal nedenine ve yolsuz tescil iddiasına dayalı davanın süreye bağlı olmaksızın ancak mirasçıları tarafından açılabileceği kuşkusuzdur.Diğer taraftan; muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılarak dava açılmışsa da, dava tarihinde miras bırakan M...'ın sağ olduğu anlaşılmaktadır. M... bırakanın dava devam ederken ölmesi de başlangıçta bulunmayan dava şartını geçerli hale getirmez. O halde, dava tarihi ve miras bırakanın ölüm tarihi gözetildiğinde bu bakımdan da davanın dinlenmesine yasal olanak bulunduğu söylenemez. Asıl davada davalı S... D... ile dahili davalı, birleşen davada davacı N... Ç..'ın asıl dava ile ilgili temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile kararın açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden tarafların vekilleri için 990.00.'ar-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınıp birbirlerine verilmesine, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.