Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1318 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8599 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/03/2008NUMARASI : 2006/247-2008/135Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.02.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, gabin hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kayden davacı R.'a ait çekişme konusu 30 parsel sayılı taşınmazdaki 121/160 payın, 26.04.2006 tarihinde satış suretiyle davalı A.'ye temlik edildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, sözleşmenin aşırı yararlanma (gabin) nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek istismar etmesi veya sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak, zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış, Türk Borçlar Kanununun 28. (BK'nun 21. m.) maddesi ile aynen"Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir." hükmü getirilmiştir. O halde, gabin den söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. Bu durumun varlığı, zarar görene, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek, iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı verir (TBK'nun 28. m.). Hemen belirtmek gerekir ki, aşırı yararlanma (gabin) davasında öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur ispatlandığı takdirde, zarar görenin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani sübjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir.Somut olaya gelince; davacı, okur yazar olmamasından, yaşlılığından ve teçrübesiz olmasından yararlanan davalının, çekişmeli 30 parsel sayılı taşınmazdaki 121/160 payını düşük bedelle ele geçirdiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, Mahkemece, gabinin koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidilmiştir.Oysa, iddiaya karşı davalı A. 9.4.1994 tarihli belgeyi ibraz ederek, bu anlaşma çerçevesinde yapılan işlemler doğrultusunda, davacının iradesine uygun olarak temlikin gerçekleştirildiği savunmasında bulunmuş; ne var ki; Mahkemece, davalının bu savunması üzerinde durulmakszın neticeye gidilmiştir.O halde, Mahkemece, öncelikle gözetilmesi gereken husus, davalının savunması ile birlikte bu savunmaya mesnet olarak gösterilen 9.4.1994 tarihli belgeyi yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde irdeleyip değerlendirmek ve gerçektende gabinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin duraksamaya yer bırakamayacak şekilde ortaya koymaktan ibarettir.Hal böyle olunca, yukarıda değinilen hususlar gözetilmeksizin eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 05.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.