Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13169 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7995 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ORDU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/11/2012NUMARASI : 2009/136-2012/489Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmazlara elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, ecrimisil isteğinin reddine, elatmanın önlenmesi isteğinin ise muhtesat bedeli olarak belirlenen tutarlar üzerinden davalılara hapis hakkı tanınmak suretiyle kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 113 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar ile 114 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların 1997 yılında yapılan kadastro ile davacı adına tespit gördüğü, taşınmazlar üzerindeki fındık ağaçlarının davalılara ait olduğuna dair şerh verildiği, tespite itiraz davası sonucunda ise kesinleşen mahkeme kararı ile çekişmeli taşınmazların hükmen davacı adına tescil edildiği, anılan karar uyarınca taşınmazlar üzerindeki fındık ağaçlarının muhtesat olarak bir kısım davalılar ile diğer davalıların murisi N... Ö...'e ait olduğuna dair beyanlar hanesinde şerh konulduğu ve dava konusu taşınmazların uzun süredir davalıların kullanımında olduğu anlaşılmaktadır.Çekişmeli taşınmazları davalıların uzun yıllardır kullandığı sabittir. Kaldı ki, bu husus davacının da kabulündedir. Davacı, davalıların kullanımına mani olmak yönünden uzun süre bir uyarı ve ihtar da bulunmamıştır. Öyle ise, taraflar arasındaki ilişkinin Borçlar Kanunu'nun 299. maddesinde öngörülen (6098 sayılı TBK'nun 379. maddesi) ariyet akdi (kullanım ödüncü) niteliği taşıdığı ve uzun süreli kullanıma ses çıkartılmamış olması sebebiyle dava açılmakla ariyete son verildiği düşünüldüğünde, mahkemece ecrimisil isteğinin reddi ile davalıların kayden davacıya ait çaplı taşınmazlara haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın müdahale ettikleri belirlenerek ve mülkiyet hakkına değer verilerek elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması doğru olduğundan, davalıların tüm, davacının ise öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ne var ki; tapu kaydındaki şerhin sahibine kişisel hak sağlayacağı kuşkusuzdur. Bu durumda, mülkiyet hakkı sahibi olan davacının elatmanın önlenmesi isteğiyle açtığı davasının mutlak olarak kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davalılara hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının anılan yön nedeniyle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.