Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1316 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 322 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: ADANA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 27/12/2007NUMARASI: 2005/224-2007/501Taraflar arasında görülen davada;Davacı, maliki olduğu 1561 ada 44 sayılı parseli kapsayan imar uygulamasının idari yargıda iptal edildiğini ileri sürerek, kadastral duruma dönülmesini istemiştir.Davalı, idari yargının iptal kararı doğrultusunda yeniden düzenleme yapılacağını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, imar işleminin iptal edildiği gerekçesiyle, 44 sayılı kadastral parselin ihyasına, davalı adına kayıtlı 30 sayılı imar parselinin kısmen iptaliyle 44 parsel olarak davacı adına tesciline karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, kadastral parselin ihyası isteğine ilişkindir.Getirtilen kayıt ve belgelerden, davacıya ait 44 sayılı kadastral parselin 16.7.2001 tarih 3157 sayılı işlem ile imar uygulamasına tabi tutulduğu, davacının İdare Mahkemesinde açtığı 2002/1224 esas sayılı dava sonucunda, işlemin 4438 ada 17, 18, 19, 30, 31 ve 32 sayılı imar parsellerine yönelik kısmının iptaline karar verildiği ve derecattan geçerek kesinleştiği görülmektedir.Mahkemece, idare mahkemesinin iptal kararının idari işlemi ortadan kaldırdığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Gerçekten de; sicilin dayanağını teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmesi sonucu sicilin yolsuz tescil durumuna düşeceği ve kadastral parselin mülkiyet ve geometrik yönden ihyasına karar verileceği açıktır. Öte yandan, sicil illetten mücerret hale gelmedikçe kütükte bir değişiklik yapılamayacağı kuşkusuzdur.Ne varki, anılan İdare Mahkemesi kararında iptal edilen 4438 ada 17, 18, 19, 30, 31 ve 32 sayılı imar parsellerinin 44 sayılı kadastral parselin tamamını kapsamadığı, bir kısmının da 4436 ada 31 sayılı imar parselinde kaldığı keşfen saptanmıştır.Hal böyle olunca, 4436 ada 31 sayılı imar parseli hakkında da İdari Yargıda açılmış bir dava bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek hüküm kurulması doğru olmadığı gibi; kabule göre, kadastral duruma dönülmesine karar verilmekle yetinilmesi yerine imar parselinin iptaline karar verilmesi, böylece taşınmazın sicil dışı bırakılması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.