Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1307 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 845 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: KOZAKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 09/04/2009NUMARASI: 2008/32-2009/33Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki bulunduğu 623 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki ekili ürüne komşu taşınmazda otel inşaatı yapan davalı şirketin kamyon ve iş makinelerine yol ve park yeri olarak kullanmak suretiyle zarar verdiğini, ayrıca bir kısmına duvar çekmek suretiyle tecavüz ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat istemiştir.Davalı, satın aldığı sırada ihata duvarının çekili bulunduğunu, iyi niyetli olduğunu bildirip davanın reddini savunmuş, taşkın kısmın bedeli karşılığında ifrazı ile kendisine ait parsele katılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; özellikle keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporlarından 623 ada 6 parsel sayılı kayden davacıya ait taşınmazın 93,35 m2’lik kısmına komşu 623 ada 2 parsel sayılı taşınmaz maliklerince ihata duvarı yapmak suretiyle elatıldığı, yıkımı istenen davarın yer aldığı 623 ada 2 parsel sayılı taşınmazın dava dışı.....Turizm San. ve Tic.A.Ş. adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 684. maddesi, “bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. Bütünleyici parça, yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır.” hükmünü içermektedir. Anılan düzenleme uyarınca, çekişmeli taşınmazda yıkımı istenilen duvarın taşınmazın bütünleyici parçası niteliğinde olduğu gözetildiğinde yıkım kararının asıl kayıt malikini olumsuz etkileyeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, dava dışı kayıt malikinin davaya katılımının sağlanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın tümden reddedilmesi doğru değildir.Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.