Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13061 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10564 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/09/2014NUMARASI : 2012/136-2014/281Taraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ................ raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Davacı Vakıflar idaresi dava konusu Harameyn Muhteremeyn ve Abdüsselam Efendi Vakfından icareli olan 2718 ada 123 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından Semahat, Lütfiye, Hasan Vahit, Nushet, Ali Bey, Nahit, Mehmet kızı Şerife, Nazidil Leyla, M.Kemalettin, Hurşit kızı Saniye, Yani kızı Eftelya, Hasan Paşa oğlu Selahattin ve Hasan Paşa kızı Mediha’dan uzun zamandır haber alınamaması nedeniyle Defterdarın kayyım tayin edildiğini, aslı vakıf olan taşınmazın 5737 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek adı geçenlerin gaipliklerine ve toplam 2016/3600 payın tapusunun iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesi istemiştir.Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği ve 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde düzenlendiği üzere tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malları vakfı adına tescil edilir. Maddede belirtilen koşulların gerçekleştiğinin kanıtlanması tescil kararı verilmesi için yeterli olup, bu davaların niteliği gereği hasımsız olarak açılıp görülmesine hukuki bir engel yoktur. Ancak mutasarrıf ya da maliklere 3561 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kayyım tayin edilmiş olan durumlarda, yasal hasım olarak kayyıma husumet yöneltilmesi gerekeceğinin kabulü gerekir. Somut olaya gelince; davacı Vakıflar İdaresi kayyım atandığı iddiası ile Defterdarlığa husumet yöneltmek suretiyle eldeki davayı açmış ise de; İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1991/291 Esas, 1991/362 Karar sayılı kayyım tayinine ilişkin kararında dava konusu edilen paydaşlara kayyım tayin edilmediği anlaşılmaktadır../..Ne var ki, dava niteliği itibariyle hasımsız da görülebileceğinden 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesindeki koşulların oluştuğu saptandığına göre davanın esası bakımından yazılı şekilde karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak adı geçen paydaşlara kayyım tayin edilmediğine göre Defterdarlık yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.