MAHKEMESİ : İZMİR 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/02/2014NUMARASI : 2012/479-2014/90Taraflar arasında görülen davada;Davacı tereke temsilcisi, davalılardan Berna ve İrem'in, mirasbırakan ......................'ın ölümünden sonra sahte nüfus kaydına dayanarak aldıkları sahte veraset ilamıyla çekişme konusu 1171 ada 3 sayılı parseldeki 20 nolu bağımsız bölümü yolsuz olarak adlarına intikal ettiklerini; vekilleri olan anneleri ...................... vasıtasıyla kendileri işbirliği yapan diğer davalı Nurtaç'a düşük bir bedelle satış suretiyle temlik ettiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile muris ........................... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Nurtaç, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek ve tapudaki kayda güvenerek iyi niyetle iktisap ettiğini belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar Berna ve İrem, davanın reddini savunmuşlardır.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; " hemen belirtilmelidir ki, 27.12.1939 tarih, 11/60 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Süleyman üzerindeki sicil kaydığını kendi adlarına intikal ettiren davalılar Berna ve İrem'in ilk el, onlardan edinen davalı Nurtaç'ın ise ikinci el durumunda bulundukları, ilk eller adına oluşan kaydın yolsuz tescil niteliği taşıdığından TMK'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları, ancak, onlardan, sicilin aleniliği ve güvenirliği prensibine istinaden edinen Nurtaç'ın ikinci el konumunda bulunduğu için koşullarının gerçekleşmesi halinde aynı Yasanın 1023. Maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı açıktır. Davalı Nurtaç, satışa aracılık yapan emlak komisyoncusu marifetiyle taşınmazı edindiğini, satış bedelini ödediğini bildirmiş olup, gerçekten de taşınmazın satın alma tarihlerine tekabül eden tarihte de davalının banka mevduat hesabından paranın çekildiği banka kayıtları ile sabittir. Diğer taraftan, davalılar Berna ve İrem ile anneleri Arman hakkında sahte işlemden dolayı diğer davalı son kayıt maliki Nurtaç hakkında da " cürüm eşyasını bilerek edinme" suçundan dolayı kamu davası açılmış,.............. Ağır Ceza Mahkemesince 2003/ 689 esas 2005/355 karar sayılı karar ile Arman, Berna ve İrem'in mahkumiyetlerine ve davalı Nurtaç'ın da ; " müsnet suçu işlemediğinin anlaşıldığı" gerekçesiyle beraatine karar verilmiştir. Her ne kadar, BK'nun 53. maddesi hükmüne göre ceza mahkemesince ittihaz edilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de,beraatin gerekçesini teşkil eden maddi olgular yönünden hukuk hakiminin bağlı olacağı tartışmasızdır. Somut olaya bu düzenlemeler çerçevesinde bakıldığında, özellikle davalı Nurtaç hakkında verilen beraat kararının gerekçesi eldeki dosya içindeki deliller ile birlikte değerlendirildiğinde, davalı Nurtaç'ın ilk el durumunda bulunan diğer davalılar ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini, kötü niyetli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi .......................'ın raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2,50 .-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.