MAHKEMESİ : ... SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... ... ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, kayıt maliki ile mirasbırakanın aynı kişi olduğunun tespitine ilişkindir. Davacı, dava konusu 449 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında malik olarak görünen ''...''nın mirasbırakan annesi ''... ve ... kızı 1905 doğumlu ...'' olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin karar Dairece; “... davacı ve tanıklar taşınmazın yer aldığı ... kasabasında ... isminde başka bir kişinin daha bulunduğunu bildirdikleri halde, mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. O halde; yukarıda değinilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, gerçekten ... isminde bir ya da birden çok kişinin olup olmadığının belirlenmesi, var ve sağ iseler kendileri, ölmüş iseler mirasçıları çağrılarak çekişmeli taşınmazda mülkiyet iddialarının bulunup bulunmadığının sorulması, mülkiyet iddiaları olur ise artık bu davaya çekişmesiz yargı olarak bakılamayacağı, sorunun hasımlı açılacak bir tapu iptali tescil davasında çözümlenebileceğinin gözetilmesi gerekirken değinilen husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi; HMK 26. maddesi gözardı edilerek davada tesbit istenildiği halde istek aşılmak suretiyle tapu kaydında düzeltim yapılması da isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda kolluk araştırması sonucu dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede davacının mirasbırakanı dışında “...”nın bulunmadığının belirlendiği ve iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davaya konu 449 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ... kızı ... adına kayıtlı olduğu, davacının miras bırakanı 1905 doğumlu ... ve ... kızı ...'nın 16.09.1984 tarihinde öldüğü, davacının mirasçılar arasında yeraldığı, Dairenin 16.06.2014 tarihli bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında kolluk araştırması sonucu dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede davacının mirasbırakanı dışında başkaca ... 'nın bulunmadığı bildirilmişse de Dairenin 27.04.2015 tarihli geri çevirme kararı sonrası gelen Nüfus Müdürlüğü yazısından davacının mirasbırakanı dışında 1936 doğumlu olup 22.01.2014 tarihinde ölen ... ve ... kızı ... (...)'nın bulunduğunun bildirildiği ve adı geçenin doğum tarihi itibariyle dava konusu taşınmazda kayıt maliki olabileceği, ancak mirasçılarının duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazda mülkiyet iddiaları bulunup bulunmadığı sorulmadan kayıt maliki ile davacının murisi ... Akıllı'nın aynı kişi olduğu yönündeki tüm tereddütler giderilmeden sanuca gidildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, tapu kayıt maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip olduğu tespit edilen 1936 doğumlu olup 22.01.2014 tarihinde ölen ... ve ... kızı ...'nın mirasçılarının duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazda mülkiyet iddiaları bulunup bulunmadığının kendilerinden sorulması, mülkiyet hakkı iddiaları var ise bu konuda bir tapu iptali ve tescil davası açılması gerekli olup çekişme tespit yolu ile giderilmeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi, eğer böyle bir iddiaları yok ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken değinilen husus üzerinde durulmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.