MAHKEMESİ: TURGUTLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 07/03/2006NUMARASI: 2003/143-100Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakan H..Ş.’ün ..ve ..parsel sayılı taşınmazlarını oğlu A..e verdiği vekaletname ile davalı A.... satış suretiyle devrettiğini, davalıların A.. ile yakın arkadaş olduklarını, yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bulunduğunu, ileri sürerek kaydın iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, satışın gerçek değer üzerinden yapıldığını, düşük vergi ödenmesi için resmi satış değerinin düşük gösterildiğini, işlemin muvazaalı olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, çekişmeli taşınmazların mirasçılardan mal kaçırma amaçlı muvazaalı olarak davalılara temlik edildiği gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, miras bırakanın ..ve ..parsel sayılı taşınmazları 28.09.2002 tarihli akitle davalılardan A....satış yoluyla temlik ettiği, adı geçenin aynı taşınmazları 22.11.2002 tarihli akitle diğer davalı A..ye satış yoluyla intikal ettirdiği görülmektedir.Davacılar, anılan temliki işlemlerin kendilerinden mal kaçırma amaçlı muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Bilindiği üzere Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazların temlik tarihi itibariyle davalılardan A..tarafından miras bırakanın banka hesabına 30.000.000.000.-TL ödeme yapıldığı, daha sonraki temliklerde ise davalı A..nin Ayhan’a 42.000.000.000.TL bedel ödediği kayden sabittir. Miras bırakanın ve eşinin yoğun ve masraflı tedaviyi gerekli kılacak hastalıkları bulunduğu ve tedavi gördükleri dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Öte yandan miras bırakanın çocukları olan tanıklar duruşmada davalıların savunmalarını doğrulamışlardır. Belirlenen bu olgular, yukarıda anlatılan ilkeler ile değerlendirildiğinde, çekişmeli taşınmazların miras bırakan tarafından davalı A....intikalinin geçerli bir satış işlemine dayandığı sonucuna varılmaktadır.Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.