MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/02/2012NUMARASI : 2007/134-2012/65Yanlar arasında birleştirilerek görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Asıl ve birleşen dava; yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Kesin hüküm nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairenin 08/02/2007 tarih, 2006/12540 esas, 2007/1207 sayılı kararı ile; kesin hüküm olarak nitelendirilen davada Vakıflar İdaresinin taraf olmadığı ve hükmün tarafları ile davacı arasında halefiyet ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz etmiştir.Dosya içeriği ve toplanan tüm delillerden; davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Hazine aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılaması sonucunda Eyüp Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 1986/86 Esas, 1987/724 Sayılı Kararı ile 17 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda 12480/1957104 payın mutasarrıflarının gaip olması nedeniyle 10 yıllık kayyumla idare süresinin dolduğu, aslının icareteynli vakıf taşınmazı olup mutasarrıflarının mirasçı bırakmadan ölmeleri yada gaip olmaları karşısında 2762 sayılı Yasanın 2888 sayılı Yasa ile değişik 29. maddesi hükmü uyarınca Hazine adına olan payın iptali ile Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verildiği ve kararın derecattan geçerek 08/04/1988 tarihinde kesinleştiği, ancak kesinleşen mahkeme ilamı henüz sicile yansımadan önce kadastral parselin imar uygulamasına tabi tutulduğu 23/11/1989 tarihli, imar uygulaması sonucu oluşan 7 parça imar parselinin (749 ada, 7 parsel, 751 ada, 26 parsel, 754 ada, 1 parsel, 774 ada, 5 parsel, 776 ada, 5 parsel, 778 ada, 7 parsel ve 789 ada, 12 parsel) Hazine adına tescil edildiği, daha sonra Eyüp Belediye Başkanlığı tarafından Hazine aleyhine açılan ve hakem sıfatı ile görülüp kesinleşen Eyüp Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 27/06/2000 tarih, 1988/657 Esas, 2000/379 Karar sayılı hüküm ile 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması ile Hazine adına tescil edilen 789 ada, 12 parsel hariç 749 ada, 7 parsel, 751 ada, 26 parsel, 754 ada, 1 parsel, 774 ada, 5 parsel, 776 ada, 5 parsel, 778 ada, 7 parsel sayılı taşınmazların mülkiyetinin Eyüp Belediyesine aidiyetinin tespitine karar verildiği ve kararın 05/10/2010 tarihinde itirazın reddi kararı üzerine kesinleştiği, mülkiyetin aidiyetinin tespiti kararına dayanılarak Belediye tarafından Hazine aleyhine açılan iptal tescil davasında da Eyüp Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2001/269 Esas, 2002/1010 sayılı kararı ile Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile Eyüp Belediye Başkanlığı adına tesciline karar verildiği ve kararın derecattan geçerek 09/02/2004 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü, dava konusu paylı mülkiyete tabi 17 ada, 1 nolu kadastral parseldeki Hz. Halit Kethüda-Hüsrev Kethüda ve Mesih Paşa Vakıfına ait 12480/1957104 payın, mutasarrıfları S... kızı, F... ve S... K...'un gaip olduğu, kayyumla idare süresinin dolduğu, aslı vakıf olan taşınmazın vakfı adına tescil edilmesi gerektiği saptanarak Hazine adına olan payın iptali ile Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescili yönünde verilen ve kesinleşen mahkeme ilamına rağmen imar şuyuulandırması sonucunda oluşan imar parsellerinin "Vakıflar Genel Müdürlüğü" adına tescil edilmesi gerekirken sehven "Hazine" adına tescil edildiğini ve daha sonra yasal olmayan yollarla Belediye adına kayıt oluşturulduğunu, Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca tescilden önce mülkiyetin (TMK'nun 705. maddesi) kazanıldığını ileri sürerek 749 ada, 7 parsel, 751 ada, 26 parsel, 754 ada, 1 parsel, 774 ada, 5 parsel, 776 ada, 5 parsel, 778 ada, 7 imar parseli bakımından davalı Eyüp Belediye Başkanlığı aleyhine, 789 ada, 12 parsel bakımından ise davalı Belediye ve Hazine aleyhine eldeki davayı açmıştır.Öncelikle belirtmek gerekir ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun gerek 1022. maddesi gerekse 705. maddesindeki düzenlemelerde; ayni hakların ve ayni haklardan olan mülkiyet hakkının kütüğe tescille doğacağı hükmüne yer vermekle birlikte , 705. madde de tescilden önce mülkiyet hakkının doğduğu haller sayılmıştır.Öte yandan; Türk Medeni Kanunu'nun 716. maddesin birinci fıkrasındaki düzenlemeye göre; mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukuki sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması halinde hakimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebileceği, ikinci fıkradaki düzenlemeye göre de; bir taşınmazın mülkiyetini işgal, miras, kamulaştırma, cebri icra veya mahkeme kararına dayanarak edinen kişinin tescili doğrudan doğruya yaptırabileceği açıktır.O halde; TMK'nun 705/2 maddesi uyarınca kesinleşen mahkeme ilamına dayalı olarak mülkiyet, tescilden önce kazanıldığına ve henüz sicile yansıtılmadan yapılan imar uygulamasında bu durum gözetilmediğine göre yukarıda açıklanan yasal düzenleme gereğince; mahkemeden mülkiyetin naklinin talep edilebilmesi olanaklıdır. Bir şeye temellük (mülk edinme) hakkını iktisap etmiş olan kimse, herhangi bir nedenle bu hakkın sicile yansıtılmasını başaramamış olması halinde mahkemeden dava yoluyla tescilini istemesini engelleyen yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır.Bu durumda davacı Vakıflar Genel Müdürlüğünün 17 ada, 1 parselde yer alan 12480/1957104 paya ilişkin kesinleşen mahkeme ilamına dayalı mülkiyet hakkının, çekişmeye konu 749 ada, 7 parsel, 751 ada, 26 parsel, 754 ada, 1 parsel, 774 ada, 5 parsel, 776 ada, 5 parsel, 778 ada, 7 sayılı imar parsellerine ve 789 ada, 12 parseldeki Belediye adına kayıtlı ½ paya yansıtılması amacıyla açılan asıl (Eski 2005/272 Esas, bozma sonrası 2007/134 Esas ) davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı Eyüp Belediye Başkanlığının bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir, Reddiyle, hükmün bu kısmının ONANMASINA, Davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince;Asıl davanın 14/09/2005 tarihinde, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Belediye aleyhine 17 ada, 1 sayılı kadastral parseldeki 12480/1957104 payın, 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan 23/11/1989 tarihli imar uygulaması sonucu oluşan yukarıda sözü edilen imar parselleri yanısıra 789 ada, 12 parseli de kapsayacak şekilde açıldığı, mahkemenin 2005/272 Esasına kayıtlı davanın yargılaması sırasında 789 ada, 12 parselin ½ payının Hazine adına kayıtlı olduğunun anlaşılması üzerine anılan parsel bakımından davanın tefrik edilerek aynı mahkemenin 2006/162 Esasına kaydedildiği, daha sonra anılan taşınmazdaki ½ pay bakımından aynı hukuksal nedene dayalı olarak Hazine aleyhine açılan 2005/305 Esasına kayıtlı dava ile birleştirildiği görülmektedir.Davaya konu imar parsellerinden 789 ada, 12 parselin ½ payının Hazine, ½ payının da Belediye adına tescil edildiği dosya kapsamı ile sabittir. Ancak yargılama sırasında Belediye Başkanlığının 28/03/2011 tarih ve 2380 sayılı yazıları ile Hazinenin ½ payının bedele dönüştürüldüğü bildirildiği halde mahkemece bu hususun duraksamaya yer vermeyecek şekilde incelendiğini söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca; davaya konu edilen parseller arasında yer alan 789 ada 12 sayılı imar parselinde Hazine adına kayıtlı ½ payın bedele dönüştürülüp-dönüştürülmediği hususunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken Hazine adına kayıtlı ½ payı da kapsayacak şekilde iptal ve tescile karar verilmiş olmasında aynı isabetin sağlandığını söyleyebilme olanağı yoktur.Davalı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.