Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12974 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13817 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ: KIRKLARELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 06/09/2011NUMARASI: 2008/181-2011/833Taraflar arasındaki davadan dolayı Kırklareli 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 06.09.2011 gün ve 2008/181 esas 2011/833 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 14.05.2012 gün ve 2551-5609 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılar vekilince stenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 681, 1313, 1315, 1907 ve 2206 parsel sayılı taşınmazlar??n kayden davacılar ile davalı H...ve dava dışı Ü...’nin miras bırakanı H... Adına kayıtlı iken, davacıların 25.07.1986 tarih ve 19110 ile 19111 sayılı Gaziosmanpaşa 3. Noterliği’nce düzenlenen vekaletnameleriyle vekil tayin ettikleri davalı Hatice tarafından, 12.07.1991 tarihinde yapılan mirasçılar adına intikalden sonra, davacıların miras paylarının H... ’nin eşi olan diğer davalı Z...’e satış yoluyla temlik edildiği; anılan bu işlemin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Ne var ki; davacı Ü...’ın miras payı 4/16, davacılardan Ş... ve A...’nin miras payları 3/16’er olduğu halde, mahkemece, “taşınmazların 16 pay sayılarak 1/4 hissesinin Ü..., 1/3’er hissesinin Ş... ve A... adlarına hisseli olarak tesciline” şeklinde karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, buna bağlı olarak doğru miras payı gözetilmediğinden fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.Her ne kadar davalılar vekilinin 10.10.2011 tarihli dilekçesiyle değinilen konularda düzeltme talebinde bulunulmuş ve mahkemece de gerek tescile hükmedilen pay oranları, gerekse harç ve vekalet ücreti bakımından istek tavzih kapsamında değerlendirilerek 17.10.2011 tarihli ek karar verilmiş ise de, anılan hususların 1086 sayılı HUMK.nun 455 ilâ 459 (01.10.2011tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 304, 304 ve 305. maddeleri kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır. Bilindiği üzere, hükmün tashihi ve tavzihi koşulları yukarıda belirtilen kanun hükümleri çerçevesinde belirlenmiş, sınırları ve kapsamı da açıklığa kavuşturulmuş olup; hükümde, taraflara tanınan hak ve yüklenen borçların tavzih yoluyla değiştirilemeyeği tartışmasızdır.Oysa, mahkemece verilen ek kararla hüküm tamamen değiştirilmiş olup, böylesi bir kararın da yok hükmünde olduğu tartışmasızdır.O halde, anılan bu hususlar karar düzeltme isteği üzerine yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davalılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 440. maddesi uyarınca kabulü ile, Dairenin 14.05.2012 tarih ve 2551/5609 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 17.10.2011 tarihli ek kararının ortadan kaldırmasına, mahkemenin 06.09.2011 tarih ve 2008/181 esas, 2011/833 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.