Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12972 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 8038 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/03/2012NUMARASI : 2005/380-2012/139Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu kat irtifakı tesisli 31753 ada 4 parsel zemin kat 6 bağımsız bölüm nolu mesken nitelikli taşınmazın, 08.11.2004 tarihinde satış suretiyle kayden davacıya ait olduğu anlaşılmaktadır.Öte yandan; dava konusu taşınmaza ilişkin olarak davacının maliki evvelleri olan dava dışı arsa malikleri ile dava dışı yüklenici şirket arasında 31.08.1998 tarihinde gayrımenkul satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, ancak bu sözleşmeye göre yapımı öngörülen binanın tamamlanmadığı; davalının, çekişmeli bağımsız bölüm hakkında, anılan inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye isabet ettiği ve yükleniciden haricen satın aldığı iddiasıyla arsa malikleri ile yüklenici aleyhine 08.02.2005 tarihinde açtığı dava sonucunda, Ankara 4. Tüketici Mahkemesi’nin 16.07.2008 tarih ve 2006/357 esas, 2008/412 karar sayılı “tapu iptal ve tescil davasının reddine, yüklenici şirket aleyhindeki bedele ilişkin talebinin kabulüne” dair verilen kararının deracattan geçmek suretiyle 07.06.2010 tarihinde kesinleştiği, sözü edilen 6 nolu daireyi halen davalının kullandığı, eldeki davanın ise 19.10.2005 tarihinde açılmış olduğu görülmektedir.O halde, davacının mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere, ecrimisil kayıt malikinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bedeldir.Somut olayda, davalı çekişmeli daireyi teslim alıp kullanmaya başladığında iyiniyetlidir. Zira, yüklenici şirket ile arsa sahipleri arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak yüklenici ile davalının yaptıkları harici satışın sonucunda, davalıya, anılan daire teslim edilmiştir. Ancak, davalının bu iyiniyetli kullanımı, yukarıda sözü edilen davalı tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının reddedilip 07.06.2010 tarihinde kesinleşmesi ile son bulmuştur.Hal böyle olunca; eldeki davanın açıldığı tarihinden sonra yukarıda sözü edilen tapu iptal ve tescil isteğinin reddine ilişkin kararın kesinleştiği belirlendiğine göre, davalının, dava tarihinde çekişmeli 6 nolu daireyi tasarrufunda bulundurmasında kötüniyetli olduğu söylenemeyeceğinden, davalının ecrimisilden sorumlu tutulmaması gerekirken, yazılı olduğu üzere ecrimisilin hüküm altına alınmış olması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.