MAHKEMESİ: ÇUBUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 13/03/2012NUMARASI: 2011/190-2012/98Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davacı G... Davasının açılmamış sayılmasına, davacılar E... Ve F...’nın 915, 919, 2039, 2045 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davasının reddine, 714, 719, 2040 ve 2047 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 719 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıların ve dava dışı kişilerin miras bırakanı olan B... A... adına kayıtlı olduğu; çekişmeli 714, 2040 ve 2047 parsel sayılı taşınmazların ise paylı mülkiyet üzere olup, muris Bayram’ın kayden paydaş bulunduğu, davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan herhangi bir haklarının bulunmadığı; 919 sayılı parselin ise dava konusu olmadığı, 915, 2039, 2045 sayılı parseller bakımından davacılar F... ve E...’un davasının reddine karar verildiği ve hükmün sadece davalılar tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.Davacılar, kayden paydaş oldukları çekişme konusu taşınmazlara davalıların yol geçirmek, toprak dökmek, ağaçları kesip, duvarları yıkmak, ahır akıntılarını bırakmak suretiyle çeşitli şekillerde müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuşlardır.Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazlara müdahalelerinin bulunmadığını, yol yapıldığı iddia edilen yerde ASKİ tarafından su şebekesi geçirildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.Hemen belirtilmelidir ki, mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Yerinde yapılan uygulamada yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurulmamış, uzman bilirkişiler tarafından, 2040 sayılı parsele toprak dökme ve 2047 sayılı parseldeki duvarın yıkılması eylemlerinin, 2040 sayılı parselin kuzeyindeki yolun genişletilmesi yapılırken meydana geldiği; öte yandan 714 ve 719 parsel sayılı taşınmazlardan yol açıldığı bildirilmiş olmasına rağmen, anılan eylemlerin davalılarca yapılıp yapılmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulmamıştır.Hal böyle olunca, tarafların iddiaları ve savunmaları gözetilerek araştırma ve inceleme yapılması, yerinde yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurulmak suretiyle ve uzman bilirkişilerden alınacak rapor ve krokiye belirlenen hususlar da yansıtılarak, çekişmeli taşınmazlara elatma olgusu ile davalılar arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, başka bir ifadeyle davalıların çekişmeli taşınmazlara haksız olarak elatıp atmadıklarının somut bir biçimde açıklığa kavuşturulması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.