Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12961 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 169 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : TİRE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/07/2014NUMARASI : 2013/10-2014/250Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...................'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR- Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacı, kayden paydaşı olduğu 150 parsel sayılı taşınmazda kendi zilyetliğine bırakılan 12400 m2 lik bölümünün komşu 149 parsel maliklerinden olan davalı tarafından haksız işgal edildiğini ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, taşınmazın iştirak halinde mülkiyete tabi olduğunu, davacınında ortaklardan bir tanesinin mirasçısı olduğunu, davacının tek başına dava açamayacağını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iştirak halinde mülkiyette tüm maliklerin birlikte dava açmaları gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1960 yılında yapılan kadastro çalışmasında tapu kaydına dayalı olarak 150 parsel sayılı taşınmazın Ali oğulları Osman,Mehmet,Emin ve Veli adlarına 1/4 er pay olarak tespit yapıldığı, davacının ise tespit maliklerinden Osman'ın mirasçılarından olduğu, 150 parsel sayılı taşınmazın 6.12.2010 tarihinde hükmen ifraz edilerek 189 sayılı ifraz parselinde 4/48 payın davacı adına tescil edildiği, davalının ise kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, Türk Medeni Kanunu'nun 701 ila 703. maddeleri arasında elbirliği mülkiyetine ilişkin yasal düzenlemelere yer verilmiştir. Aynı Yasanın 702/4. maddesi, "ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır” hükmünü öngörmektedir. O halde, istisnai haller hariç ecrimisil davalarında anılan hükmün gözetilmesi gerekeceği açıktır. Ecrimisil, haksız işgalcinin mülkiyet sahibine ödemekle yükümlü bulunduğu en azı kira geliri, en fazlası mahrum kalınan kâr olan haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil bölünebilir nitelik taşıdığından terekedeki ortaklığı oluşturan her bir ortağın kendi payı oranında ecrimisil istemesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Nitekim gerek yargısal uygulamalar, gerekse öğretide anılan bu ilke kural olarak benimsenmiştir.Hâl böyle olunca; mahkemece işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.